Televizyon dizilerinin aileye etkisi…

Abone Ol

Toplumu etkileyen, şekil veren medya, ticari zihinlerden beslenir. Sınır tanımayan bir güç ile işlenir maddi cephe. Bu kaba yapı ile medya doğrudan topluma ve aileye yön verir.

   Televizyon dizilerini model olarak büyüyen çocuklarda, suç ve şiddet oranı daha yüksektir. Dizi dilini rol model olarak benimseyen gençlerin, tepkisi de farklı kulvarlar oluşturuyor. Özenti ve hayal arasında gerçeği kabul etmek istemeyen genç kuşak ne ile yetiştiriliyorsa, onu tatbik ediyor aslında. Toplumun iç kabuğunun zedelemeyen, mesajlar veren, üretime teşvik eden diziler, etkiye açık olan insanoğlunun iç dünyasını dengeleyecektir. Açık Pazar anlayışının yüksek oluşu ve rant kavgaları, değerler haritasını katleden bir sistemdir. Doğrunun elden kayıp gidişi trajedi ile öyle muazzam sunulur ki, masumiyet algısının hedef oluşu, mantık dışı kalır. Oysa reklam piyasasındaki rekabet, birçok şeyin açık göstergesidir. Örgütlü bir benimsetmeyi alt zihne enjekte eden diziler, aileyi parçalıyor diyebilir miyiz? Benlikten uzaklaştırarak, yabancı kültüre uyum sağlatıyor olabilir mi?

Hatayı, negatifliği masaya yatırıp, suçu işleyişi yüz mimiklerinden genele sunan programlar, özel hayatı hunharca deşifre ederken birçok şeyi de meşrulaştırdığının farkında mı acaba?

           Herkesi ekran başına kilitleyen dizileri kısaca gözden geçirelim: Aşk krizi ile gündem olan Bir Zamanlar Çukurova dizisine, sormak gerek tecavüz sahnesine çok mu ihtiyaç vardı diye. Çalışanların biri de yasak ilişkiden çocuk sahibi olacak. Zaten ana karakter evli olmadığı birinden çocuk dünyaya getirdi. Bu tarz dizilerden, ailelere nasıl bir sinyal gidiyor sorusunu nasıl cevaplayacağız. Kardeş Çocukları dizisinde, lüks yaşam, eski aşk hikâyesi ve yalan ve entrikaların, genç kuşağa ne gibi etki yaptı diye düşündük mü? İnternet ile kolay iletişimin dezavantajlarından birisi de geçmişteki ilişkilere, geri dönüş hikâyesinin başlaması ve dizilerin de bu teşviki hızlandırması. Bunun aile üzerindeki olumsuz sonuçlarını, masaya yatırabiliyor muyuz? İntikam ve aşk üzerine kurgulanmış Hercai dizisinde, bol bol ağlama sahnelerinin oluşu da dikkat çekici. Sanırım dizide ağlamayan kalmadı. Gözlerin birbirinden ayrılmayan sahneleri ve karşılıklı konuşmak yerine gözyaşı tercihi…

Dizi aşklarına kenetlenen gençler, evliliğe ve aşka yüksek beklenti ile bakıyorlar.  Aileler, dizilerin arkasında kamara olduğu gerçeğini sık sık çocuklarına hatırlatmalı. Eksiksiz, kusursuz, kalplerin, çiçeklerin havada uçuştuğu bir iletişim dünyası, insanoğlunun doğasına aykırı olduğunu ne zaman kabul edeceğiz. Artı ve eksi ile bir insanı kabul etmenin erdemliğine nail olduğumuzda, çıkmış olacağız hayal dünyasından. Bugünün penceresine, Cemil Meriç’in şu sözünü bırakıyorum: “İnsanlar sevilmek için yaratıldılar. Eşyalar ise kullanılmak için. Dünyadaki kaosun nedeni; eşyaların sevilmeleri ve insanların kullanılmasıdır.” Rahmet ile…