MTV yüzde 40 zamlanmış. Yani Motorlu Taşıtlar Vergisi artmış. Benim hayatım boyunca hiç arabam da olmadı, bir araba alacak kadar birikimim de… Ben araba kullanmayı bile bilmiyorum; bir ehliyetim de yok, yani araba almayı hayal bile etmedim, etmiyorum. Bu arabalara gelen vergiler için eskiden beri “Serveti olan dertlersin” deyip kulağımın üstüne yatardım.
Bu sefer iş başka oldu ama. Birincisi; oran gerçekten abartılı bir orandı. Yüzde 40 dikkat çekmeyecek bir oran değildi. Biz, Ecevit, travmaları olan bir nesiliz. “Ona zam, buna zam, yüzde yüz zam, yüzde elli zam…” diye yaptığı bir konuşmayı dün gibi hatırlarım. O gün herkes anlamıştı ki, “Devlet batıyor ve zamla durumu kurtarmak için çırpınan bir hükümet var. Bu neye sebep olmuştu o zamanlar? Halkın merhamete gelmesine ve “Haydi bakalım devlette işler kötüye gidiyormuş bir omuz verelim” hissine mi; yoksa “Kaç, kaç, batıyor bunlar” hissine mi?
İkincisi ise, yüzde 40 gibi abartılı bir zam oranını tevil etmek için ortaya saçılan “savunma giderleri” lafları. Sizin ağzınızdan çıkanı kulağınız duyuyor mu? Böyle bir laf söylenir mi? Ordunun parası mı bitti? Savaş çıksa tehlikede miydik? Zayıf mıyız şu anda? Tehlike altındayız yani öyle mi? Öyle değil! Öyle değilse, öyle konuşma o zaman… Şeytanın sızıp dedikodu üreteceği boşluklar üretme zihinlerde.
Şu yapılsa aşkla şevkle kabul edelim. Milli Savunma Bakanı ve Maliye Bakanı çıkarlar kameraların karşısına… Üçer dakikalık kısa, net ve anlaşılır bir konuşma yaparlar. Derler ki: “Ordumuz şu anda güçlü ama daha güçlü yapmak istiyoruz, ordumuz şu anda yeterli ama daha da geliştirmek istiyoruz. Bunu zamana yayarak plan dahilinde yapabiliriz; ama bunun yerine son gelişmelerden sonra daha hızlı ve hemen yapmamız gerektiğine karar verdik. Bize, bu kararları verelim diye güvendiniz, oy verdiniz, yetki verdiniz. Biz de karar verdik ve acilen ordunuzu şimdi olduğunun iki katı gücüne çıkarmak için harekete geçtik. Bunun için ihtiyacımız olan parayı hepimiz bir araya gelerek toplayacağız.”
Bu konuşmayı yapsın bakanlar, ben patronuma ve gazetenin muhasebesine hemen dilekçe vereyim tam bir yıl boyunca bütün maaşlarımın yarısı orduma helali hoş olsun. Tekalif-i Milliye deriz, PKK ile mücadele ederken canımız lazımdı vatana, ortaya koyduk; 15 Temmuz’da yine canımız lazım oldu sokağa çıktık; bu sefer paramız lazım feda olsun deriz. Para lazımsa para, zaman lazımsa zaman, emek lazımsa emek, kan lazım kan, can lazımsa can. Ama vergi hesabında yapılan anlık bir hatayı ordu, vatan, savunma gibi uğruna can verilecek değerleri istismar ederek tevil etme hatasına düşmeyelim. Bu, altından kalkamayacağımız dedikodulara ve huzursuzluğa sebep olur. Vergi verelim; her devlet vergi toplar ama eziyet etmeyin… Allah aşkına eziyet etmeyin…