Ahlaksız ve hiçbir kuralı bulunmayan vahşi terörün her kaybettirdiği can geride pek çok yası ve bu yasların birbirine zincirin halkaları gibi eklemlenmesi neticesinde yaşananları değerlendirmek ve bundan acı duymamak mümkün değil.
Yasın en ağır noktası kaybın yaşandığı ocaktır elbet ama buradan dalga, dalga yayılan keder giderek hepimizi vurmaya başlar ve gün geçtikçe daha kaotik bir hal alır.
Her bir canın kaybedilmesi insanlığımızın bir parçasının kaybı gibidir aslında. Her şehitte bir kez daha ölür ve bir parçamızı yitiririz. Bu eksilmenin verdiği ızdırap giderek toplumsal olarak nasırlaşmamıza ve kanıksamamıza sebebiyet verir ki bu en acısı.
Hiçbir suçu ve günahı bulunmayan canların vahşi terörle katledilmesi ile insanlık yok edilmeye çalışılıyor.
Tüm bu acı kayıplar giderek daha güçlü ve daha demokratik bir yapı içinde birbirimize kenetlenmemiz gerektiğini bütün açıklığı ile ortaya koyuyor.
Yıllardır Uluslararası terörün oyun alanı olarak seçilmiş bu coğrafyada insanlığın onurunun yeniden tesis edebilmemiz için bütün farklılıklarımızı unutmamız gerekiyor.
Küresel şebekenin arsız ve tatmin olmayan menfaatlerinin yanında hiçbir insanın değerinin olmadığı gün gibi ortadadır.
Terör bir yaşam hakkı ihlalidir. Bu ihlali birebir yaşamış olanların yaşadıkları acı ile kendi acımızı birebir tutamayız elbet ama toplumsal olarak güvensiz ve tekinsiz bir ortamda yaşıyor olmanın verdiği sıkıntı ile ruh sağlığımız her geçen gün zarar görmekte yara almaktadır. Bu sebeple derhal ve hemen el ele tutuşmamızın zamanıdır.
Güçlü ve kararlı bir birliktelik ancak bu yangını çözebilir. Kararlı tutum ancak huzuru geriye kazandırabilir. Bu noktada herkesin aklını başına alma zamanıdır.
Sürekli yas halinde olmamız mümkün değil. Böyle yaşayamayız ne olacaksa olsun yasımızı bir keresinde toptan yaşamalı ama bir daha asla yas tutmamalıyız. Giderek her gün ülkenin farklı köşelerinde yas görüntüleri terörün asıl isteğidir ve sürekli olarak bitimsiz bir zehirli hava solumamız istenmektedir.
Buna bir son vermenin en önemli faktörü ise kararlı güçlü tek yürek bir Türkiye’nin var edilmesidir.
Bitmeli ve bitecek. Buna inanmak istiyoruz. Tarih bunun örnekleri ile dolu. Bize düşen kararlı bir biçimde ne istediğimizi bilmek ve bu hedefe kilitlenmektir. Birbirimize düşmek her şeyi daha çok bozar.
Kime ve neye hizmet ettiği belli sosyal medyada korkunç hale varmış provokatif beyanlar işin ciddiyetini daha da ortaya koymaktadır.
Terörü bitirip toplumsal barışı var etme adına kalınan yerden devam etmenin tek yolu budur. Buna destek olanlar kazanacak, köstek olanlar kaybedecektir.
Daha fazla dayanacak zaman kalmamıştır…