PKK, DAEŞ, FETÖ gibi terörist ayrıntılarla ve içerideki işbirlikçileri marifetiyle Anadolu’ya saldıran emperyalizmin, Türkiye’yi paylaşma niyetini ilan etmesi 1920’leri akıllara getirdi. Dış güçlere yalvaran Batıcı müstemlekeler ve dört bir yandan saldıran teröristler aynı bu haritanın çizildiği 1920’lerde olduğu gibi kiralandıkları gerçek düşmanı perdeleme görevini yapıyorlar.
New York Times gazetesi, Osmanlı topraklarının paylaşılmasını öngören Sykes-Picot Anlaşması’nın 100. yıl dönümünde alternatif harita diyerek Türkiye’yi bölünmüş olarak gösteren harita yayımladı. Haberde dönemin ABD Başkanı Woodrow Wilson tarafından hazırlatılan haritayla birlikte, “1920’lerde sınırlar bu şekilde çizilseydi Ortadoğu kurtarılabilir miydi?” diye soru sorularak dünyaya, çözümün Türkiye’nin paylaştırılması gerektiği mesajı veriliyor.
Öte yandan Time dergisinin kapağında yeni Roma İmparatorluğu başlığı ile Batı’nın nihaiyi hedefinin bir Hıristiyan İmparatorluk yolunda ilerlediğinin altı çiziliyor. Batı’nın kendi hesaplarına göre Türkiye haritası yayınladığı ve öte yandan Roma İmparatorluğu hayalini açıkça ifade ettiği bu kritik dönemlerde, büyük Türkiye için dertlenen milli ve yerli siyaset ile ülkenin bölünmesi için çalışan sömürgeci siyaseti fark etmek ve bunu ifade etmek gazeteciliğin ötesinde insani ve ahlaki sorumluluktur.
New York Times gazetesi, Osmanlı topraklarının paylaşılmasını öngören Sykes-Picot Anlaşması’nın 100. yıl dönümünde arşivden yeni bir harita çıkardı. Buna göre harita İngiltere ve Fransa’nın hazırladığı Sykes-Picot’un bir alternatifi.
Haberde dönemin ABD Başkanı Woodrow Wilson tarafından hazırlatılan haritayla birlikte, “1920’lerde sınırlar bu şekilde çizilseydi Ortadoğu kurtarılabilir miydi?” sorusu da yer aldı.
Wilson tarafından işadamı Charles Crane ve din bilimci Henry King’e talimat verilmesinin ardından çizilen haritada, Osmanlı’nın Constantinopolitan State, Smyrna, Kürdistan, Ermenistan, Mezopotamya, Suriye ve Türkiye olarak parçalara ayrıldığı görülüyor.
Öte yandan, Ortadoğu’nun gizlice paylaştırılmasını içeren Sykes-Picot Anlaşması’nın 100. yılında, anlaşmanın Ortadoğu’ya etkilerini değerlendiren uzmanlar, bölgenin, orada yaşayan halkların iradelerine yine hiç önem vermeden daha küçük parçalara bölünmesini amaçlayan bir sürece sürüklendiğini vurguluyor.
Ortadoğu ve Afrika Araştırmacıları Derneği (ORDAF) Başkanı ve Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Öğretim Üyesi Zekeriya Kurşun, Sykes-Picot Anlaşması’nın arkasındaki, İngiltere ve Fransa’nın nüfuz alanları oluşturma projesinin 300 yıl öncesine dayandığını söyledi.
Kurşun, “Günümüzde bölgenin, yine orada yaşayan halkların iradelerine hiç önem vermeden daha küçük parçalara bölünmeyi amaçlayan yeni bir sürece sürüklendiğini görüyoruz. Bu, anlaşma güncelleniyor mu sorusunu hatırlamamıza yol açıyor” şeklinde konuştu.
Uludağ Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tayyar Arı da “Günümüzde bölgenin, yine orada yaşayan halkların iradelerine hiç önem vermeden daha küçük parçalara bölünmeyi amaçlayan yeni bir sürece sürüklendiğini görüyoruz. Bu, anlaşma güncelleniyor mu sorusunu hatırlamamıza yol açıyor” dedi.
Arı, “Bu kriz (Suriye) iyi bir irade sergilenmiş olsaydı önlenebilirdi ama sanki doğal seyrine bırakılarak tarafların yorulması ve bölünme için ortamın uygun hale gelmesi arzu ediliyor. Bu bağlamda da bölünme, kimlikler üzerinden tasarlanan Ortadoğu’yu daha mayınlı hale getirecek ve bölge ülkeleri arasındaki fitneyi artıracaktır” değerlendirmesinde bulundu.