Hiç olmadığım kadar karamsarım.
İlk günden itibaren ümitvar yazılar yazdım.
Kaldı ki yine altına imza atarım… Gazze bir milattır! İnsanlığın kurtuluşu için…
Ve fakat kısa vadede Gazzelilerin katledilmesine engel olacak fani bir güç bulunmuyor.
Dünyada tüm sistem çökmüş durumda.
Hukuk ve insan hakları diye bir şey kalmadı.
Daha geçen gün ABD’den Uluslararası Adalet Divanı’na tehdit içerikli bir mektup gitti.
ABD’li senatörler başsavcıyı tehdit ederek “İsrail'e zarar verirseniz biz de size zarar veririz” diyerek imzalı bir metin gönderdiler.
ABD Temsilciler Meclisi, kampüs gösterileriyle mücadele için antisemitizm tasarısını onayladı. Bu kapsamda gösteriler suç sayılacak ve “Hz. İsa’yı Yahudiler öldürdü” demek bile yasak hâle gelecek.
Dinî bir bilgiyi aktarmak dahi suç! Çünkü siyonizm böyle istiyor.
İsrail yargılanıyor, üniversiteler ayakta, halklar sokaklarda, boykot sürüyor; cesur ülkeler siyasi baskı uyguluyor, ticareti kesiyor ve net tavır alıyor.
Peki ne oluyor?
İsrail ve ABD yönetimi, bir milim pozisyonlarından taviz vermiyorlar.
Hamas ateşkesi kabul etmesine rağmen aynı gece İsrail Refah’ı bombalamaya başladı. 1 milyonu aşkın sivil, masum insan; bebek, kadın, yaşlı, engelli…
Çağın firavunlarıyla baş başa!
Netanyahu nemrudu, geçtiğimiz hafta Al-Jazeera TV’nin ofisine baskın yaparak ekipmanlara el koydu ve İsrail’in etkin olduğu tüm topraklarda ekibin faaliyetlerini yasakladı.
İstiyor ki soykırım kapalı devre gerçekleşsin.
“Az bir işim kaldı, onu da sessiz sakin yapayım.” diyor eli kanlı terörist!
Batı’da konvansiyonel medya Gazze’yi göstermiyor, sosyal medyadaki sansür son bir aydır daha da sıkılaştı. Dünyaya bu zulmü duyuracak birkaç TV kaldı ve yerel, bağımsız gazeteciler… Bunlardan 142’si zaten şehit oldu.
Dünya kamuoyu çok kızgın.
Müslüman halklar kahroluyor ve bir o kadar da derin çaresizlik içinde.
İsrail’i bir tek şey durdurabilir!
Bir tek çaresi var; güç kullanmak!
İsrail diplomasiden anlayacak bir zihniyete sahip değil.
Türkiye yaraya merhem olacak çareyi üretti ve çözüm önerisini halkı Müslüman olan ülkelere sundu. Dedi ki; “Gelin, birlik olalım. Ortak askerî barış gücü oluşturalım ve Filistin’de konuşlandıralım.” Cevap olumsuz!
Türkiye bulunduğu şartlar itibarıyla tek başına askerî müdahalede bulunamaz fakat sayıca fazla devlet böyle bir girişimde bulunabilseydi, askerî birlik oluşturulsaydı müdahaleye gerek kalmadan anında İsrail geri çekilirdi.
İsrail gördük ki mazluma karşı çok saldırgan ama gücün karşısında çok korkak.
Hâl böyleyken ABD’ye ve egemen güçlere göbekten bağlı devlet adamları güçlü bir irade gösteremediler.
Sanmasınlar ki bu azgın siyonistler kendilerine ilişmeyecek. İsrail’in hedefinde sadece Filistin mi var?
İsrail bir şekilde sınırlandırılmazsa çok uzun sürmez, Mescid-i Aksa’ya da musallat olur.
Gazze’ye tamamen hâkim olursa hedefinde mübarek mescidimiz olacaktır.
Sonrasında da tabiri caizse helva kıvamındaki devletleri yok etmesi ve bunu yapmak için bahane üretmesi çok zor değil. Ve çok uzun da sürmeyecek.
Bu azgın kitle durmayacak.
İslam dünyası İsrail ile ya Gazze’de hesaplaşır ya da kendi topraklarına geldiğinde savaşmak zorunda kalır.
Gerçi savaşacak iki ülke var; Türkiye ve İran.
Diğerlerinin hâli ortada!