Teflon karakterli bir siyasetçi

Abone Ol

“Teflon karakterli insan” tanımını literatürümüze Prof. Dr. Nevzat Tarhan kazandırdı.

Elbette bu insan tipolojisinin tarihî çok eskidir.

Fakat açık ve herkesin zihninde kavranabilir bir kavram olarak üretilmesi de oldukça önemliydi.

Tarhan Hoca bu tip insanlar için; “Tıpkı teflon kaplı tavalar gibi başkalarını yakar ama kendileri asla yanmazlar.” diyor.

Dahası sorumluluk hissetme bilinçleri oldukça zayıftır.

Bu tipolojiyi güncel siyasete uyarladığınızda sizin aklınıza gelen ilk isim kim olurdu?

Yazmanın avantajıyla isterseniz ilk uyarlamayı ben yapmış olayım.

Evet, benim aklıma İBB Başkanı geliyor mesela.

Ortalıkta ne kadar sorun olursa olsun o hiçbir şekilde bundan etkilenmiyor ve asla rahatsızlık duymuyor.

Üstelik verdiği cevaplarla da sanki insan aklıyla alay ediyor.

Her güzel şey onun eseri ama hiçbir sorun ona ait değil.

Yapamadıklarının bütün suçu, engelleyen iktidara ait yani.

İstanbul hizmet beklerken o tatile gidiyor ve bunu, “Tatil bana yakışıyor.” diyerek çok pişkin bir tavırla değerlendirebiliyor mesela.

Yüzlerce otobüs yanıyor ama o, “Bunlar normaldir, eskiden de yanıyordu.” diyerek hafızamızı hafife alabiliyor.

Verdiği onlarca vaadi yerine getirmediği hatırlatıldığında, “Hatırlamıyorum, unuttum, bilmiyorum.” gibi cevaplarla “Taşıdığının ne kadar şuurunda?” sorusunu sordurabiliyor.

Hiçbir sorunu üzerine yapıştırmayan bir siyasi karakter olarak öyle zannediyorum ki siyasi tarihimizde bambaşka bir yer edinmiş durumda İBB Başkanı.

“Yaptım ama hele bir sor niye yaptım” kıvamındaki cevapları ve savunmaları ise bambaşka bir teflonik yapıya sahip.

Her yaptığında bir keramet gösterme çabası gibi bir yandan da.

Yani muhatabına şunu söylüyor aslında; “Senin gördüğün o yanan otobüs var ya niye yanıyor biliyor musun?”

Niye yanıyor Başkan?

El-cevap: “Siz onu bırakın da gelin, ben size Kızılderililerin dumanla nasıl haberleştiklerini anlatayım.”

Nasıl ama!

Hani şu fırınında hamam böceği çıkan meşhur bir fırıncı vardı ya; işte tam o misal.

Durumu izah edemeyince o da haberciye; “Sen onu bırak da gel, ben sana hamam böceğinin nereden geldiğini anlatayım. Onlar muz kabuğunun içinde Afrika’dan geldiler biliyor musun?” diyordu.

Böyle bir rezalet ancak bu kadar yüksek bir teflon karakterle aşılabilirdi zaten değil mi?

O fırıncı, aşılması zor bir teflon karakter olarak hâlâ hafızalarda ve aşılması zor bir trajikomik hadisedir o.

Bugün sadece bazılarımızın çok iyi idrak ettiği bir teflon karakter olarak, İBB Başkanı’nın da yakın gelecekte kendisine ne denli iyi davranmadığını anlayacağı kanaatindeyim.

Zira eğer bir yerlerde işleyen ve mukayese eden akıl varsa o mutlaka duruma el koyacak ve İBB Başkanı’nın bu yanını fark edecektir.

Siyaset, uzun vadede güven işidir.

Kısa, anlık durumlar yanıltıcıdır ve kananları tarih önünde çok kötü bir üne kavuştururlar.

Sorumluluk almak, sorunu yaşayanla duygudaşlık kurmak bir siyasetçi için tartışılmaz bir vasıftır.

Seçmen kısa süreli illüzyonlarla yanılabilir ama bu asla ilelebet değildir…