Tecahül-i arif (2)Tecahül-i arif (1)

Abone Ol

Tecahül-i arif (2)

Önceki gün kaldığımız yerden devam ile…

Beşiktaşlı eski yönetici öncelikle konuya centilmence yaklaşıyormuş gibi yapıyor “Bana güvenip bağlandığınız için teşekkür ederim; her ne kadar Beşiktaşlı olsam da benim bu konuda tarafsız yorumlarda bulunmam gerektiğini biliyorum” diyor. Evet tarafsız yorumlar demesine diyor da birkaç dakikalık karşılıklı “körler sağırlar birbirini ağırlar” iltifatlarından sonra herkes eteğindeki taşları döküyor. Bay eski yöneticiyi adeta çalar saat gibi kurulup yayının içine kaynak yaptıkları çok belli. Gökhan Gönül’ün artık Fenerbahçe’den ayrılması Beşiktaş’a gelmesinin gerekliliğini anlatıyor. Aziz Yıldırım’ın Gökhan’ı yalnızlaştırdığını artık istemediğini gündeme getiriyor. Sonlara doğru sanki Gökhan karşısında duruyormuş gibi yalvarırcasına “Sana ihtiyacımız var lütfen bize gel, Fenerbahçe’de misyonun doldu” gibi cümleler…

Bir ara eski futbolcu öyle bir iddia atıyor ki ortaya evlere şenlik. Buradan her türlü malzeme çıkarırsınız. Diyor ki, Fikret Orman ile Gökhan Gönül Fenerbahçe’deki sözleşmesinin bitmesine üç ay kala “İyi niyet sözleşmesi imzaladılar”. Şubat ayı sonu Mart ayı başlarına denk gelen bir dönemden bahsediyor. Fenerbahçe’nin Beşiktaş önünde 1 puan farkla lider olduğu böyle bir dönemde, bu haber gerçekse, herhangi bir tarafta “iyi niyet göreniniz” var mı?

Lig devam ederken ve puanlar kafa kafaya giderken, Fikret Orman Bey’in şu mealde bir açıklaması olmuştu: Ligde 18 takım var; bu takımlardan Fenerbahçe hariç diğer 17’si Beşiktaş’ın şampiyon olmasını istiyor.

Kimse bununla ilgili hesap sormadı. Düşünsenize, böyle bir açıklamayı Aziz Başkan yapsa şikeci derler ama işlerine gelenlere bu açıklamalar normal.

Geçen sezon bir kulüp başkanı şampiyonluk yarışındaki Fenerbahçe’nin rakibi Galatasaray’la oynayacakları maça üç saat kala “Benim gönlüm Galatasaray’ın şampiyonluğundan yana” diyerek açıklama yapmıştı. Ne tesadüf ki üç saat sonra oynanan karşılaşma mide bulandırıcıydı. Sneijder’in vurduğu top tıngır mıngır giderken zavallı Gençlerbirliği kalecisi Ferhat uzattığı elini elektrik çarpmış gibi geri çekmiş, golü kalesinde ağırlamıştı. Son dakikada ise Stancu boş kaleye golü atamamış ve Gençlerbirliği’nin dürüst başkanının açıklamaları gönlündeki takımı şampiyonluğa biraz daha yaklaştırmıştı.

Bizim Anadolu takımlarının bazılarında başkanından yöneticisine, hocasından futbolcusuna bir hastalık var. Oynadıkları, yani ekmeğini yedikleri takımın başarısından çok, ya tuttukları takımın başarısını ya da hasbelkader geçmişte bir Anadolu takımında beraber çalıştıkları hocaların başarılı olması için gayret ederler. Kendilerini oynadıkları takıma değil kafalarındaki takımlara odaklarlar.

Antalya’da oynanan Ziraat Türkiye Kupası finalindeki tribün olaylarından dolayı Antalyalı savcıların Aziz Yıldırım’a yönelik başlattıkları soruşturmayı da nasipse yarın konuşalım.

Tecahül-i arif (1)