Tatar Ramazanlar hiç bitmez…

Abone Ol

Bir gün bir Ramazan çıkar gelir, en Tatarından ve mazlumların çaresizlikleri üzerine adeta bir kâbus gibi çöken organize zalimlerin tüm tezgâhlarını yüzlerine faş eder. Çeşitli güçlerle egemenlikleri desteklenen bu gariban vampirleri neye uğradıklarını şaşırırlar ve düzenlerini bozması muhtemel bu Tatarı etkisiz kılabilmek için birçok yöntemler denerler. Hukuksuz sömürgeci çarklarına çekebilmek için çeşitli menfaatler sunarlar, olmadı yaptırımlara başvururlar; ama Tatar bildiği doğrulardan, haktan adaletten asla vazgeçecek görünmemektedir. Aslında tüm ahali onu sevmekte ve desteklemektedir; ancak takatleri yoktur bunu açık etmeye, güçleri ve cesaretleri.

Bir gün Tatarı bitirmeye karar verirler, beladan sürekli kaçınan Tatar en nihayetinde bıçaklı silahlı adamları olan gaddar Çavuş’un karşısına çıkar ve haykırır: “Gel dedin geldim Abdurrahman Çavuş!…” Ve orada öldürür kötülük, zulüm ve terörün elebaşını… Çavuş’un kurduğu aşağılık düzenin hamileri kuşatırlar Tatarın etrafını ve sorarlar: “Kim yaptı bunu?”

O sindirilmiş, korkutulmuş ve acziyetlerinden yararlanılarak inim inim inletilmiş insanlar tek tek ileri doğru çıkarak bağırırlar: “Ben, ben, ben,….. yüzlerce, binlerce ben..” Vicdan dirilmiş, hak ve adalet duygusu korkulara galebe çalmıştır artık…

Bugünlerde yaşanan baş döndürücü gelişmelere bakınca aslında tüm olup bitenlerin yukarıda söz ettiğim çarpıcı filmin hikâyesinden çok da farklı olmadığını görüyoruz. Hemen yanı başımızda kurulmuş bir mafya rejimi, halkını korkularla yaşamaya mecbur kılıp onurlarını çiğnemeye devam ederken, bu gidişata halkından “dur, yeter artık” diyen kim varsa hemen yok ediyor. İnsanlık dışı düzenini devam ettirebilmek için yapabildiği en önemli şey masum insanları acımasızca katletmek, bu eli kanlı katliam şebekesinin. Her “dur” dendiğinde daha çok cinayet en iyi bildikleri şey. Yüz binler ölmüş, milyonlar evsiz kalmış, hiçbir pişmanlık duymayan ve zırnık vicdan kıpırtısı olmayan alçak bir çete bu. Katliam yapma kapasitesi azaldığında veyahut biraz olsun güçten düştüğünde, ağababalarını direkt çağırıp coğrafyada kesintisiz kan dökülmesini sağlamakla kendini görevli addeden olağanüstü vahşi bir oluşum. Dünyevi egemenlik dışında hiçbir kutsalları yok, gerekirse bu nedenle tüm dünyayı yakabilirler.

Bunlara yüksek sesle “durun, yeter artık öldürmeyin garibanları” diye çıkışan biri vardı çok zamandır, işlemekte oldukları tüm günahları dünyanın gözüne sokan. Baktı olmuyor, inandığı insanlık değerleri adına ve tüm riskleri de göze alarak bu organize suç örgütünün ağababasına sağlam bir tokat aşk etti. Başpiskoposun gücüne tapan geçici bir Mehdi ile uşağı aslan görünümlü sırtlan neye uğradığını şaşırdılar. Şimdi bu mafyanın babası piskopos çavuş karizmayı toparlamanın peşinde ve eğriyi doğruyu henüz ayırt edemeyecek denli hırslanmış durumda.

Biz bu adamı tanıyoruz, ama onlar tam olarak tanımıyorlar henüz. Onun adı Tatar Ramazan; tavsiyemiz bu naylon mafyacıların akıllarını başlarına alıp mazlumları öldürmekten vazgeçmeleri. Attığı sadece bir tokattı, yarın yapabilecekleri konusunda da bir fikirleri yok; ama bizim var. Çünkü kadim tarihimiz boyu biz bu filmi çok seyrettik, ayrıca Tatar Ramazanları hep ve çok sevdik. Haksızlığa uğramış tüm dünya ahalilileri de…

Selam ve duayla…