Tartışmak bizi nereye götürür?

Abone Ol

Tartışmak, kelime olarak bile hayli itici.

Biriyle tartıştım derseniz sizi dinleyen kavga ettiğinizi bile düşünebilir.

Doğruyu, orta yolu bulmak, belirlenen ortak bir amaca hizmet etmek için de tartışma kelimesi kullanılmaz, ona meşveret denir, istişare ettik denir vs.

Eskiden alimler tartışırlarmış hatta bazen hararetli bir şekilde tartıştıkları da olurmuş ama onlar ilim yolunda yaparlarmış bu işi.

Günümüze baktığımızda amacı üzüm yemek olmayan, kendisini ispat etmeye çalışan, yanlışına kendisini ikna edemeyen ve bu durumdan da rahatsız olup seni ikna etmeye çalışan insanlar görüyoruz.

Bunlar hem kendileri tartışmaya meyilli oluyorlar hem de seni tartışmanın içine çekmeye çalışıyorlar. Bunlarla uğraşılmaz.

Bin dereden su getirsen arınmaları mümkün değildir bunların. Dertleri de arınmak değildir zaten.

Bir de yüzde yüz haklı olduğunu bilen ve karşı tarafın yanlış yolda olduğunu düşünen, onun yanlışa düşmesine gönlü razı olmayan iyi niyetli insanlar var, onlar da bir sonuç elde edemezler tartışarak. Çünkü karşı tarafa baktığımız zaman karşı taraf yanlış yolda olduğunu düşünmüyor.

Niyeti halis olup da ciddi anlamda bir şeyler öğrenmeye çalışan ve sorular soran insanlar olursa onlara da kapıları kapatmamak lazım.

Öyle insanlar var mı ki diye hayret ederiz.

Evet, vardır. Onlar arada gelirler sorular sorarlar ciddi ciddi, verilen cevaplar tatmin etmezse araştırıp tekrar dönerler.

Onlarla aynı fikirde olmasan bile konuşmak çok hoş olur. Hatta onlardan bir şeyler öğrendiğimiz bile olur.

Özellikle hengâmeli süreçlerde tartışmanın asla faydası yoktur, kardeşi kardeşe kırdırır tartışmak.

Sen fikirlerini ortaya koyarsın, beğenen alır beğenmeyen de gider başkasından alır.

Dükkânı olan bir esnaf müşteriyle tartışarak ona mal satabilir mi? Kesinlikle hayır!

Olaya biraz da böyle bakmak lâzım.

Bir paylaşım yapıyorsun sosyal medyada, hemen altına üşüşüyorlar. Amaç senin tezlerini çürütmek değil. Seninle kavga edip rahatlamak…

Bu tür durumlarda yorumları kapatmak gerekiyor, enerjini harcıyorlar, ne gerek var?

Özellikle tartışmaya açık konularda...

Dediğim gibi ikna olmaya elverişli insan okuyarak da ikna olabilir; olmadı, sorarak ikna olabilir.

Tartışmak fitneye kapı aralamak demektir aynı zamanda.

Günümüzde televizyonlarda, ikili sohbetlerde, ev ortamlarında tartışarak bir yere varan birilerinin aklını çelen olmamıştır. Ya ne olmuştur?

Kalp kırıklığı, dargınlık ve hatta belki de kavga…

Aynı yöntemle aynı sorunu çözmeye çalışmanın bir anlamı yoksa, yöntem değiştirmek gerek.

Duruşumuzla, söylemlerimizle, davranışlarımızla, kıyaslarımızla, örneklerimizle yol göstermek gerek, alan alır, biz seferden sorumluyuz…