Geçen pazartesi günün yazdığım yazıyı “Muhtemelen siz bu yazıyı okuyuncaya dek birkaç cinayet haberi daha düşecektir basına, devlet harekete geçene kadar onlarcası… Ama ölen insan, ölen insanlığımız olduğu müddetçe hep bir yerlerimiz kan ağlayacaktır. Lütfen! Bir saat bile geç bu konuda. Hemen şimdi ama ciddiyetle el atma zamanı…” diye bitirmiştim.
Hafta boyunca yine ona yakın cinayet ve vahşet haberi basına düştü. Yetmedi ilginç bir Kur’an Kursu pedofili haberi de basında yerini aldı. Tabi bu arada Diyarbakır’da HDP önündeki annelerin eylemleri ve bu eylemi perdelemek için sahnelenen “Yenikapı araç tiyatrosu” da devreye girdi.
Ne kadar hazin bir görüntü! Yaşı 40’lar ve üstü olanların çok rahat hatırlayacağı 28 Şubat senaryolarına ne kadar benziyor değil mi? Başbakan’ın (ki artık o makam yok) cemaat liderleriyle görüşmesi de eklenirse her şey tamam olacak. Eksik bir şey kalmayacak, tarih tekerrürden ibarettir.
Son dönemde hükümet tarafından yapılan her şey, iyi-kötü bakılmaksızın, öyle bir lanse ediliyor ki, sanırsınız bu ülkede her şey yanlış yürüyor. Medya bunu körüklüyor. Üstüne on değil bin katıp servis ediyor. Sonuç koalisyon döneminin son günlerine benzetilmeye çalışılıyor. “Yeter ki gitsinler, ne olursa olsun” havası oluşturulmaya çabalanıyor. Yetmiyor, hükümete atan, atmayı geçin saçma laflar edenler, en önemli makamlara getiriliyor. Yetmiyor, FETÖ’nün kapatılan yayın organının sahibi bir bakanlıkta önemlice bir göreve getiriliyor.
Hükümet bunlara karşı ne yapıyor? Reis bunlarla ilgili ne düşünüyor? Bu atamaları yapanlara acaba bunları soruyor mudur? Yoksa tüm erkleri serbest mi bıraktı? Ne yaparsanız yapın mı dedi? Bu oyunları oynayanlar nasıl bu kadar rahat davranabiliyor?
Toplumun AK Parti’den umudu kesilmedi, sadece bir sarı kart gösterdi. Ama bunun sonuçlarını okuyamayan bir kadro varmış izlenimi, Cumhuriyet tarihinin en çalışkan hükümetlerini kuran, Türkiye’ye çağ atlatan lider Recep Tayyip Erdoğan’ı kendi yalnızlığına iten bir güruh var ve bu güruh AK Parti’nin yanlışlarının artması için çaba üstüne çaba sarfediyor.
Önümüzdeki birkaç aylık süreç ülke açısından önem taşıyor. Yeni parti oluşumları, Suriye’nin kuzeyi, iç sosyal olaylar ve memura hükümetin tavrı bazı şeyleri şekillendirecek. Olay, 28 Şubat sürecine benzetilmeye çalışılıyorken, dengeli bir düzenlemenin ülkeyi geleceğe taşıyacağını unutmamak lazım.
Uzun ve heyecanlı bir süreç olacak gibi, takibe değer. Tarih tekerrür etmez, tekerrür ettirilir. Her şey Türkiye’nin daha güzel günlere taşınması için olmalı, vesselam…