Tarih tekerrür etmez, bazen kafiye yapar

Abone Ol

Başlıktaki söz Mark Twain’e ait. Ne kadar doğru? Toprağı bol olsun Twain “Bazen” demekle zaten baştan garantiye almış doğrulanabilir olma ihtimalini. Bence de çoğu zaman doğru.

Bu arada aslında tekerrür edenin ya da kafiye oluşturanın tarih değil olaylar olduğu gerçeğini unutmuyoruz elbette… 

Olaylar kafiyelidir de alt alta okunduğunda şiir midir , orası tartışılır işte. Herhalde şöyle; içinde insanın bulunmadığı olaylar şiirdir. Tekerrür edip duran bahar, her güz göç edip baharda dönen göçmen kuşlar, dönmemek üzere dünyayla tanıştığı sulara doğru yola çıkan somonlar, yere bir kere düşme hakkını salına salına inerek kullanan kar taneleri şiirdir…

Şiirdir kartalların yüksekten uçması, güneşin doğması, batarken denizleri tutuşturması…

Rabbimizin “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” hitabına, meleklerin “Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birisini mi yaratacaksın?” diye hayıflandıkları varlığa insan denilmiş. Yaratıldı, gayesini unuttu, kan döktü, insan denilmekliğinin gereğini yaptı. Ne zaman ki Rabbine uydu, halifesi oldu…

***

Şimdi deniliyor ki yine bir dünya savaşı çıkar mı? Musul operasyonu sonrası yaşanması muhtemel mezhep çatışmaları büyük savaşın fitilini ateşler mi? İlk iki savaş gibi süper güçler kapışır ve iki savaşın tahribatının onlarca misli bir yıkım söz konusu olur mu?

Tarih tekerrür mü eder yani, kafiye mi yapar?

Günümüzde savaşların hedefi düşmanın silahlı kuvvetlerini yok etme ve toprağını işgal etme yerine ülkenin ekonomik ve siyasi sistemini çökertmeye yönelik. Dolayısıyla kullanılan enstrümanlar da eskiye göre büyük farklılıklar arz ediyor. Klasik ordu yapılanması tarihte kaldı. Ordular; terör örgütleri, medya organları, bankalar, kredi derecelendirme kuruluşları, yerel milisler, canlı bombalar vs. gibi birbiriyle alakasız gibi görünen güçlerden oluşuyor.

Süper güçler çatışmaları kendi topraklarından uzakta tutuyor ve maşa kullanmayı tercih ediyor. Bir anlamda vekil savaşları yapılıyor. Aynı coğrafyanın insanları arasına tarihten gelen ihtilaf ve ayrışmaları körüklenerek fitne tohumları ekiliyor. Vekil olmaya teşne örgüt ya da devletler de yeni emperyalizmin çıkarlarına uğruna birbiriyle boğuşuyor. Şu anda en sıcak bölge olan Ortadoğu’da durum bu.

Gelecekte ise savaşlar muhtemelen uzay ve elektromanyetik spektrumda yaşanacak. Belki de ilk saldırılar elektronlarla kontrol ve kumanda sistemlerine yapılarak, konvansiyonel harp araçlarını bir anda işlevsiz hale getirmeye, enerji ve iletişim altyapıları başta olmak üzere elektronik sistemler çökertilerek sivil hayatı felç etmeye yönelik olacak. Bu zaviyeden bakıldığında tarih kafiye oluşturuyor. Üçüncü dünya savaşının tam ortasındayız ve ülkemiz de bu savaşın en önemli cephelerinden birisi.

FETÖ hangi millî kurumları ele geçirmiş ve nasıl saldırmıştı hatırlayın…