Çağımızın en büyük hastalığı, belası, vebası özümüzü unutmak. Okuyanlar bilir, yazılarımın genel meselesi neyi unuttuğumuzun mülahazası. Bu yazıda da ibreyi tarih sayfalarına çevireceğiz inşallah.
Türkiye’de “din terakkiye manidir” sloganı maalesef hala birçok kesimin savunduğu bir slogan. Çünkü zihinler Batılı. Bugünün Türk genci yaşantısıyla, idealleriyle, dünya görüşüyle, duruşuyla, savunduklarıyla bir Batılıdan farklı değil. Batı bu konuda o kadar ustaca hamleler yaptı ki Batılı değilim diyenler Batılı yaşadıklarını fark etmedi.
Batı, İslamsız bir tarih yazdı ve dünyaya bunu kabullendirdi. Bugünün Müslümanları, kendi tarihini değil Batının yazdığı tarihi biliyor, doğru kabul ediyor. Bugünün Müslümanları kendi ilim insanlarını değil, Batının fikir adamlarını okuyor, takip ediyor. İşte bu da sömürünün bir başka çeşididir: Tarih sömürgeciliği. Çünkü insan, millet gücünü, duruşunu, nerede durması gerektiğini tarihinden alır. Bugünün Müslümanları, Müslümanlar’ın tarihini bilmediklerinden dünyanın tarihini Batının kaleminden öğreniyor.
Bugünün insanına yazıyı kimin bulduğunu sorsanız Sümerler der. Oysa yazıyı Sümerler bulmamıştır, yeryüzünde ilk kez Hz. İdris (hemen Hz. Âdem’den sonraki peygamber, ikinci peygamber) yazmıştır. Batılı tarih evrim üzerinden kıyafetin bulunuşunu anlatır ancak ilk elbiseyi dikenin Hz. İdris olduğunu yazmaz. İlk cihada/ savaşa çıkan ve ilk ata binen de yine Hz. İdris’tir. İlk insanların mağaralarda yaşadığını yazan Batılı tarih, eve geçişi sürüncemede bırakır ve yeryüzünün ilk binasının Kabe olduğunu yazmaz. Yerçekimini ilk kim buldu? Newton diyorsunuz. Yanlış. Müslüman Türk âlimi Biruni buldu. Aynı şekilde dünyanın yuvarlak olduğunu da ilk kez Biruni söylemiştir. Hala bilim insanlarının üzerinde sicim teorisi de Hz. Mevlana’ya aittir. Elif Şafak okuyanlar Hz. Mevlana’yı aşk ve hoşgörüden, hadis inkârcıları ve selefiler de sapık zannettiği için bu pek bilinmez. İlk uçağı Wright Kardeşlerden 1023 yıl önce İbn-i Firnas buldu ama Batıya baktığımız için adını dahi bilmeyiz. Cerrahi aletlerin tümünün dizaynları Endülüs Emevilerinden El Zehravi’ye ait, aynı şekilde satranç da Emevi Müslümanlarından yayıldı. Çiçek aşısı Avrupa’da kullanıldığında, ondan 50 yıl önce Osmanlı’da kullanılıyordu. O zamanlar Avrupa’da kullanılamadı çünkü hem kilise hem de bilim adamları karşı çıktı. Mikrobu İtalyan Fracastor değil, ilk kez Akşemseddin buldu. Harezmi rakamları bulana kadar Avrupalılar 4444 yerine “MMMMCCCCXLIV” yazıyordu.
Sadece bunlar da değil. Tasavvuf, Hinduizm’den geçti diyen Müslümanlar; bu tezin sahibinin Yahudi İslam düşmanı Goldziher olduğunu bilmiyorlar mı? Sırf ucu Muaviye’ye dokunacak diye yıllardır Veysel Karani’yi anlattılar da, Hz. Ali’nin yanında Muaviye’nin askerleri tarafından şehit olduğunu anlatmadılar.
Ne olduğunu anlatamazsan, ne olmadığını anlatmak zorunda kalırsın. Kendini bilmezsen ne olduğunu bilmezsin. Tarihi bilmezsen de kendini bilmezsin. Biz kendimizi bilmiyoruz. Doğuştan Müslüman, kimlikte Türk, yaşantıda ve bilgide Avrupalıyız çünkü. Ne diyeyim? Allah bize istikamet versin…