Gündem

Taksim'den Filistin için 'Barışa Çağrı' mesajı

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına karşı, Müslüman alimler ve farklı inançlara sahip din adamlarıyla birlikte Taksim Camii önünde düzenlenen "Barışa Çağrı" etkinliğinde açıklamalarda bulundu.

Abone Ol

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, İsrail'in Gazze'ye yönelik başlattığı işgal ve soykırıma karşı Müslüman alimler ve farklı inançlara mensup din adamlarıyla Taksim Camisi önünde "Barışa Çağrı" yaptı. 15 ülkeden 51 din adamının katıldığı basın açıklamasında dünyaya seslenen Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş "Filistin ve çevresinde yaşanan soykırım karşısında insanlığın ortak vicdanının sesi olarak buradayız" dedi.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Taksim Camii önünde yaptığı konuşmada, "Asırlar boyu Müslüman, Yahudi, Hristiyan milyonlarca insanın barış içerisinde yaşadığı medeniyetler beşiği kadîm şehir İstanbul’dan; camilerin, kiliselerin, sinagogların adeta yanyana komşuluk yaptığı, birlikte yaşama tecrübesinin merkezi olan Beyoğlu Taksim’den dünyanın farklı yerlerinden Balkanlardan gönül coğrafyamızdan, Müslüman alimler ve farklı kiliselerden dini liderlerle birlikte sizleri ve dünyanın tüm vicdanlı insanlarını selamlıyoruz. Bugün, Filistin ve çevresinde yaşanan soykırım karşısında insanlığın ortak vicdanının sesi olarak buradayız. Bir yıldır devam eden katliama karşı sesimizi yükseltmek için biraradayız. Yılardır büyük zorluklar ve sıkıntılar içinde hayatta kalma mücadelesi veren Filistinliler, son 1 yıldır tarihte benzeri görülmemiş katliama ve soykırıma maruz kalmaktadır. 7 Ekim 2023 tarihinde İsrail’in Gazze’ye yönelik başlattığı ahlaksız ve hukuksuz saldırılar çevreye ve hatta bölgeye de yayılarak bütün acımasızlığıyla devam etmektedir" dedi.

'40 BİNDEN FAZLA İNSAN HAYATINI KAYBETTİ'

Erbaş "Siyonist cinayet şebekesinin hedef gözetmeksizin yaptığı bombardımanlarda 40 binden fazla masum insan hayatını kaybetti. 17 binden fazla çocuk hunharca katledildi. Yıllardır adeta açık hava hapishanesi olan Gazze, bugün masumlar mezarlığına dönüştürüldü. Zalimlerin terör estirdiği Gazze’de hastaneler, ambulanslar, okullar, camiler, kiliseler, devasa bombalarla yerle bir edildi. 100 binden fazla insan yaralandı ve sakat kaldı. Yüzbinlerce insan evlerinden yurtlarından sürgün edildi. İnsanlar ekmek, su gibi en temel gıda maddelerinden bile mahrum edildi. Mabetlerin, sivillerin, çocukların savaşta bile olsa dokunulmaz olduğu evrensel değeri bütün dünyanın gözü önünde hem de canlı yayınlarda görünür şekilde çiğnendi. Yazıklar olsun ki bazı devletler, işgalcilerin hiçbir hukuki ve vicdani dayanağı olmayan bu katliam ve soykırımlarına şartsız destek verdi. Her türlü yardımı yaptı ve yapmaya da devam ediyor. Bu sorumsuz destekler sebebiyle daha da azgınlaşan bu cinayet şebekesi, hedef genişleterek Lübnan’a, Suriye’ye saldırmaya başladı. Bütün bu saldırılar, siyonistlerin gerçek niyet ve hedeflerini ortaya koymaktadır. Savaşı bölgeye yayma çabasında olduklarını, daha fazla toprak gasp etmek ve tüm bölgeyi istikrarsız hale getirmek istediklerini göstermektedir. Siyonist katiller, kendi sapkın inanç ve ideolojilerine göre hazırladıkları plan ve projelerini uygulayarak bölgeyi kan gölüne çevirmek ve tüm insanlığı bir felakete sürüklemek istemektedir" şeklinde konuştu.

'SOYKIRIMA KARŞI TÜM DÜNYAYA SESLENİYORUZ'

Erbaş bölgesel bir savaşın fitlinin ateşlendiğini, tüm insanlığın tehdit altında olduğunu, daha fazla masumun can vermemesi ve daha fazla insanın yerinden edilmemesi için İsrail'in durdurulması gerektiğine de işaret etti. Erbaş, "Dolayısıyla bu zulmü destekleyen devletler, bu gerçeğe gözlerini kapatmaktan artık vazgeçmek zorundadır. Bu itibarla; siyonistlerin Filistin’de yaptığı katliam ve uyguladığı soykırıma karşı bir kez daha tüm dünyaya sesleniyoruz. Başta İslam ülkeleri olmak üzere, uluslararası kuruluşlar, Filistin ve çevresinde yaşanan soykırımı durdurmak için bir an önce harekete geçmelidir. Mazlum insanları ve masum çocukları şer odaklarının vahşetinden korumak için bir an önce bölgeye barış gücü gönderilmelidir. Yaklaşan kış mevsimi de dikkate alınarak Refah sınır kapısı ve insânî yardım koridoru ivedilikle açılmalıdır. Elektrik ve su başta olmak üzere en temel ihtiyaçların Gazze’ye ulaştırılabilmesi için gerekli tedbirler mutlaka alınmalıdır. Küresel bir savaş ve kaosun önüne geçebilmek için yöneticiler başta olmak üzere sorumluluk sahibi herkes ivedilikle gerekli önlemleri mutlaka almalıdır. İnsanlığın daha büyük bir felakete sürüklenmemesi için Birleşmiş Milletler’in de harekete geçerek Filistin ve çevresinde hak, hukuk ve adalete uymayan saldırılar sebebiyle oluşan can ve mal kayıplarını tazmin etmek için hukuk mücadelesi başlatılmalıdır. Dünyanın neresinde olursa olsun zulme engel olmak, aklıselim olan herkes için insani ve vicdani bir sorumluluktur. Filistin ve çevresinde yaşanan vahşet ve soykırım sadece Müslümanların meselesi değil bütün insanlığın vicdan ve ahlak meselesidir. İsrail’in hukuksuz eylemleri, aslında bütün insanlığa karşı işlenen cürüm ve cinayetlerdir. Dolayısıyla akıl, vicdan ve sağduyu sahibi herkesin bu zulme karşı sesini yükseltmesi, katliama ve soykırıma karşı durması, tüm alanlarda boykota devam etmesi insan olmanın asgari bir gereğidir. Buradan dünyanın tüm vicdanlı insanlarına seslenmek istiyoruz. Bugün haklı olan, yurtlarından edilmek istenen, katliamlara maruz kalan mazlumlara yardım etmezsek zalimin karşısında durmazsak bu ateş hepimizi yakacaktır. Bu sebeple zalim işgalcilerin katliamlarına sponsor olan, silah gönderen yönetici ve hükümetlerin kararını bozmak için yılmadan usanmadan protestolara devam edelim. İnsanlığın onurunu kurtarmak için bütün farklılıklarımızı bir kenara bırakalım. Ey müslümanlar, ey insanlar. Evet dininiz, ırkınız, renginiz ne olursa olsun ey insanlar! Bu vahşet karşısında tek yürek ve tek vücut olarak mücadelemize devam edelim. Siyonizm karşıtı vicdan sahibi Yahudilerin de bu soykırıma karşı mücadelelerini artırmalarını bekliyoruz. Bilelim ki siyonist işgalciler dinen ve aklen hiçbir geçerliliği ve gerçekliği olmayan arz-ı mev’ûd masallarına asla ulaşamayacaktır. Katlettikleri masum insanların ve çocukların ahı siyonizmin sonunu getirecektir. Filistin, Gazze, Kudüs yeniden, farklılıklarını zenginlik sayan insanların birlikte yaşadığı barışın yurdu Darüsselam olacaktır. İnanıyoruz ki nihaî zafer mutlaka zalimlere karşı birlikte mücadele eden işte burada gördüğünüz gibi iyilerin iyi insanların olacaktır. Dünyayı iyilik değiştirecektir. Dünya kamuoyuna hep birlikte duyuruyoruz" dedi.