Lüks bir araçta uyuşturucu kullanırken çekilen görüntüleri sosyal medyada yer alan ve AK Parti Genel Merkezi'nde büro çalışanı olduğu ortaya çıkan Kürşat Ayvatoğlu, son günlerin en çok konuşulan konusu…
Konuşulmalı, eleştirilmeli, ayıplanmalı, yaptıklarının cezasını da çekmeli… Bu tarz insanların ayak oyunlarıyla, ahbap çavuş ilişkileriyle makam mevki sahibi olmasına, nüfuz ticareti yapmasına en sert şekilde tepki verip en ağır şekilde cezalandırıp başkalarının böyle şeylere tevessül etmesinin önüne geçilmeli…
İlk tepkiyi de mensup olduğu camia vermeli ve bu tarz insanların bulundukları camiada söz sahibi olmasının ve camianın adını kirletmesinin önüne geçilmeli…
Maalesef her camiada, her partide, her makam sahibinin çevresinde böyle menfaatperestler oluyor.
Kimisi şan şöhret peşinde, kimisi mal mülk peşinde, kimisi makam mevki peşinde, kimisi karı-kız peşinde, kimisi de daha açgözlü ve hepsini birden elde etmenin peşinde…
Bu meseleyi muhalefet partileri ve muhalif geçinenler; köpürterek, zevkini çıkararak kullanırken aklıma şu fıkra geldi:
Hoca vaazda, “Kızlarınızı açık saçık giydirmeyin, sokağa insanları günaha sokacak şekilde salmayın.” demiş.
Cemaatten biri, “Hocam, öyle diyorsun ama senin kız mini etek giyiyor, sokaklarda caddelerde hep açık saçık geziyor.” diye itiraz etmiş.
Hoca cevap vermiş: “Yakışıyor ama haspama!..”
Partisinde taciz ve tecavüz almış başını giderken ağzını açıp bir kez konuşmayan liderin ve parti ileri gelenlerinin bu meseleyi kullanarak iktidar eleştirisi yapması öncelikle ahlaki bir sorundur. Sen önce evinin önünü temizleyeceksin ki başkalarına söz söylemeye hakkın olsun.
Kendi haspana yakıştığını ve hakkı olduğunu düşünmeyeceksin!..
Sen gözündeki merteği görmüyorsun ama başkalarının gözündeki çöpe laf ediyorsun. Affedersiniz ama böyle durumlar için Anadolu’da “B.klu çamurluya gülüyor.” derler.
Üstelik de eleştirdiğin parti ve yetkilileri; ortaya çıkar çıkmaz olaya en sert şekilde tepki göstermiş, kişinin partiyle ilişiğini kesmiş hatta cezalandırılması için her türlü adımı atmışsa dönüp bir de aynaya bakacaksın!..
Sen benzer olaylarda hatta çok daha ağır ve iğrenç olanlarında ne yapmışsın? Adı taciz ve tecavüze karışan hiçbir partiliyi cezalandırıp gereğini yapmamışsın, partiden uzaklaştırmamışsın, olayları örtbas etmek için her şeyi yapmış, aylarca tek kelam etmemişsin!..
İttifak ettiğin partinin milletvekilinin hem de akrabası olan evli bir kadına defalarca tecavüz etmesine gıkını çıkarıp tek söz söylememişsin.
Şimdi ahkâm kesiyorsun, ahlak bekçiliği yapıyorsun, dürüstlükten, ahlaklı siyasetten bahsediyorsun.
Suçu işleyen, ahlaksızlığı yapan, menfaat devşiren, rüşvet yiyen, terörü ve teröristi destekleyen senin taraftan olunca sus pus olacaksın; devasa sorunları yok sayıp üstünü örteceksin ama rakiplerindeki en küçük hatayı, günahı, sorunu köpürterek temizlikten, ahlaktan, dürüstlükten dem vuracaksın!..
Olmaz!.. Ne inandırıcılığın olur ne de samimiyetine inanılır!..
Camdan evi olan, başkasının evine taş atmasın.
İlk taşı, günahsız olan atsın ki taş yerine ulaşsın!..