Suudi Arabistan’ın resti

Abone Ol

2018 Dünya Kupası ve 2019 Asya Kupası elemeleri kapsamında Suudi Arabistan ile Filistin milli takımları arasında oynanması gereken; fakat oynanamayacak olan futbol maçının hikâyesi aynı zamanda Filistin’in bağrına çöreklenen azgın azınlığın halkına ve davasına ihanetini anlatan acı bir hikâye.

FIFA, 13 Ekim’de oynanması gerekirken oynanamayan ve yaşanan kriz nedeniyle ertelenen maçın, 5 Kasım’da Ramallah’ta Faysal El Hüseyni Stadyumu’nda oynanacağını duyurdu.

Fakat maçın o tarihte de yapılması beklenmiyor.

Çünkü Suudi Arabistan Futbol Federasyonu karşılaşmadan çekildiğini ve “bedeli ne olursa olsun” maçı Ramallah’ta oynamayacaklarını resmi olarak açıkladı.

Suudi Arabistan’ın ödemeyi göze aldığı o bedeli FIFA belirleyecek.

Maçta mağlup da sayılabilir, Rusya’da düzenlenecek Dünya Kupası’ndan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde düzenlenecek Asya Kupası’ndan men de edilebilir.

Olay bu noktaya nasıl geldi?

Suudi Arabistan’ın İsrail ile diplomatik ilişkileri yok.

Maçın oynanacağı Ramallah ise İsrail’in işgali altında.

Suudi Arabistanlı futbolcuların, teknik ekibin ve heyette yer alacak yöneticilerin maçın oynanacağı stadyuma ulaşabilmeleri için İsrail’in onayı gerekiyor.

Futbolcuların ve heyette yer alacak diğer kişilerin kontrol noktalarında İsrail askerleriyle karşılaşmaları kaçınılmaz.

Teftişe, kışkırtıcı ve aşağılayıcı davranışlara maruz kalma ihtimalleri var.

Daha da ötesi, İsrail’in onayıyla Ramallah’a gitmek işgalcinin otoritesini kabul etmek ve işgal rejimiyle “ilişkileri normalleştirmek” (tatbi’) anlamına geliyor.

Bu nedenle Suudi Arabistan maçın Ramallah’ta değil tarafsız bir sahada oynanmasını talep etti.

Fakat Riyad’ın bu talebi Filistin tarafından reddedildi.

Filistin Futbol Federasyonu Başkanı General Cibril El Recub ile Suudi Arabistan Futbol Federasyonu Başkanı Ahmed Bin Iyd El Harbi, maçın İsrail işgali altında olmayan başka bir yere alınması konusunu görüşmek üzere Amman’da bir araya geldi.

O toplantıda Suudi Arabistan, maçın Ürdün’ün başkenti Amman’da veya herhangi bir Körfez ülkesinde oynanması talebini gündeme getirdi.

Filistin Milli Futbol Takımı’nın kamp ve yolculuk masraflarını karşılamayı taahhüt etti.

Fakat Cibril El Recub, talebi kabul etmedi.

Suudi Arabistan, son olarak maçın Gazze’de oynanmasını teklif etti.

Böylece maç hem Filistin topraklarında ve Filistin seyircisi önünde oynanmış olacaktı, hem de Suudi Arabistan kafilesi Rafah Kapısı’ndan giriş yapacağı için İsrail askerleriyle karşı karşıya gelmeyecekti.

Aynı zamanda Fetih’in önde gelen liderlerinden olan Cibril El Recub, bu teklifi de şiddetle reddetti.

Gazze’deki stadyumun böyle bir karşılaşmaya ev sahipliği yapamayacağını ve Rafah Kapısı’nın kapalı olduğunu söyledi.

Suudi Arabistanlı futbolcuların ve heyetin Amman’dan helikopterle doğrudan maçın oynanacağı sahaya naklini önerdi.

Filistin Futbol Federasyonu Başkanı’nın öne sürdüğü bahanelerin hiçbir anlamı yok.

Suudi Arabistan’ın talebiyle Rafah Kapısı açılır ve istisnai bir durum olduğu için karşılaşma, Gazze’deki stadyumda pekâla oynanabilir.

Filistin Futbol Federasyonu’nun maçın Ramallah’ta oynanmasında ısrar etmesinin iki anlamı var:

Birincisi, Gazze Şeridi’ni Filistin’den saymıyor.

İkincisi, Suudi Arabistan’ı bir şekilde İsrail’in otoritesini kabul etmeye zorlayarak Filistin davasını sırtından hançerliyor.

FIFA, Suudi Arabistan’ın talebi üzerine ilk başta maçın tarafsız bir sahada oynanmasına izin vermişti.

Fakat daha sonra Filistin Futbol Federasyonu’nun itirazı üzerine karşılaşmanın Ramallah’ta yapılacağını açıkladı.

Hikâyenin özeti bu…

Son bir bilgi:

İslami Direniş Hareketi (Hamas), Suudi Arabistan’ın tavrını takdir ettiğini ve desteklediğini, Filistin Futbol Federasyonu’nun maçın Ramallah’ta oynanmasında ısrar etmesinden de üzüntü duyduğunu açıkladı.