Suriye’deki ateşkes ve sebepleri

Abone Ol

Amerika’nın Suriye’de istediği ateşkes sivil halkı kurtarmaya yönelik değildir. Bu ateşkes soruna siyasi bir çözüm sunma amacı taşımadığı gibi Suriye’nin kuzeyinde bir güvenli bölge oluşturmayı da hedefliyor değildir. Bir siyasi manevra olarak bu ateşkes, Amerika’nın Suriye’deki savaşı yöneten devletin esasında kendisi olduğunu ortaya koyma amacı taşımaktadır. Amerika bu girişimiyle savaşın hangi bölgelere kaydırılacağını belirlemek istemektedir. Çünkü asıl maksadı Suriye’nin belli bölgelerinde savaşın devamını garanti altına almaktır.

Ateşkesin birinci sebebi; Amerika’nın, Türkiye toplumunun hükümete sahip çıkarak omuz verdiğini idrak etmesidir. Nitekim, birtakım siyasi değişmelere yol açabilecek bu güçlü halk desteği, toplumsal baskı oluşturarak Türkiye’nin Amerika ile ilişkilerini de etkileyebilecektir. Ortaya çıkabilecek önemli değişikliklerden biri olarak şunu örnek verebiliriz: Toplum, Türkiye’yi güçlü bir devlet yapacak değişimlerden biri olarak yeni anayasanın bir an önce hazırlanmasını talep etmektedir. Özellikle, Amerika, Rusya ve diğer güçlü devletlerde olduğu gibi başkanlık sisteminin Türkiye’de de kurulmasını istemektedir. Nitekim, son günlerde Türkiye içinde ve civarında gerçekleştirilen terör eylemleri hükümeti zayıflatmamış, bilakis güçlendirmiştir.

Ateşkesin ikinci sebebi; Amerika’nın Suriye’deki mutedil muhalifler üzerinde manevi baskı oluşturmak istemesidir. Amerika’nın öngörüsüne göre bu baskı, mutedil muhalif grupların çözülerek İslami gruplara katılması sonucunu doğurabilecektir. Böylece, -IŞİD gibi uluslararası sistemin topyekun savaş kararı almadığı- yeni İslami grupların ortaya çıkmasına zemin hazırlanmış olacaktır. Nitekim Amerika, IŞİD ile savaşan bazı İslamcı grupları bile şimdiden terör örgütü kategorisine yerleştirmektedir.

Ateşkesin üçüncü sebebi; Amerika’nın, Rusya tarafından Suriye’nin kuzeyinde gerçekleştirilen savaşın maksadının hasıl olduğuna kanaat getirmesidir. Maksat büyük bir nüfus kitlesini göçe zorlayarak Türkiye üzerinde yeni bir baskı uygulamaktı, bu da gerçekleşti. Keza, Kürt grupları bütünüyle savaşın içine çekmek hedeflenmişti, bu hedef de gerçekleşti. Sonuçta Kürt terör örgütleri çepeçevre kuşatıldıklarını ve yalnız kaldıklarını, sonuna kadar savaşmaktan başka çareleri olmadığını derinden kavramış oldular. Zaten bu sonuç, Amerika’nın çok önemsediği bir maksat idi. Böylece Kürt grupları ve örgütleri paralı askerlere dönüşmüş oldu. Sevk edildikleri yerlerde savaşmaktan başka seçenekleri yok. Zira hiçbir bölgede dostları kalmadı.

Ateşkesin dördüncü sebebi; Amerika’nın savaşı yeni bölgelere kaydırmak istemesidir. Bunu IŞİD ile savaşmak için yapıyor değil tabii ki. Savaşı Suriye’nin güney ve güneybatı bölgelerine kaydırmak isteyen Amerika; muhalefet güçlerini oradan uzaklaştırmayı, böylece İsrail sınırını güvence altına almayı ve bu güvenceyi sağlama görevini yeniden Esed rejimine vermeyi amaçlamaktadır.

Son olarak; Amerika, Avrupa ülkelerindeki hoşnutsuzluğu da absorbe etmek istemektedir. Zira, Avrupa devletlerinin büyük çoğunluğu Türkiye’yi mültecilerle boğmanın kendilerine de zarar verdiğini anlamış bulunmaktadır. Türkiye’de gerçekleştirilen terör eylemlerinden kendilerinin de olumsuz yönde etkilendiklerini görmektedirler. Çünkü Türkiye’nin güvenliğini zaafa düşürmek ve Kürtleri desteklemek, terörün kolayca Avrupa kıtasının içlerine kadar ulaşması anlamına gelmektedir.

Son söz olarak şunu söylemek istiyorum: Geçmişte Avrupa devletlerinin büyük bir kısmı Türkiye’nin AB’ye katılım süreci müzakerelerine tedirginlikle yaklaşmaktaydı. Çünkü, AB’ye katılması Türkiye’nin büyük bir ekonomik sıçrama yapmasına yol açacaktı. Bu yüzden bazı Avrupa devletleri terör örgütü PKK’yı destekliyordu. Bu desteği Kürt meselesini önemsedikleri için değil, bilakis terör örgütlerinin Türkiye ekonomisi içeriden çökerten tarla fareleri görevi görmesi için veriyorlardı. Ne var ki, gelinen noktada, malum örgütlerin ücretini ödeyip kiralayan devletlere çalışan paralı askerlere dönüşmüş olması, Avrupa’da büyük bir tedirginliğe yol açmaktadır.

Çeviri: Fethi Güngör