Suriye’de kazanılacak bir zafer tüm mazlumlarındır

Abone Ol

Sanırım Şubat ayının sonuydu. Esed güçleri Halep’i kuşatmak için son hazırlıklarını yapıyorlardı.

Özellikle Halep’in kuzeyinde bulunan Rityan bölgesinde durum kötüye gidiyordu.

Bir taraftan Esed askerleri, diğer taraftan Nubbul-Zehra’dan sızan Hizbullah militanları Halep’in kuzey makasını daraltamaya çalışıyorlardı.

Esed ve Hizbullah’ın burayı ele geçirmesi, Halep’in düşmesi demekti.

Halep’in düşmesi, muhaliflerin bitmesi gibi bir şeydi.

Çaresiz ve tedirgin bir şekilde gelişmeleri izliyorduk.

Derken bir gece Rityan bölgesinde Ahraruş-Şam, Şamiyye Cephesi, Nusra ve Feylekuş-Şam grubu birleşerek saldırıya geçti.

Onlar birleşince Allah’ın nusret ve rahmeti de beraberinde geldi.

Esed güçleri büyük bir bozguna uğradı.

Halep’in kuzeyinde ortaya müthiş bir zafer çıktı.

Ben bu zaferin vahdetten kaynaklanan bir rahmet olduğuna inanıyorum ve bu zafer, hepimizi yeniden kendine getirdi.

Ve “Nice az topluluk, daha çok olan bir topluluğa Allah’ın izniyle galip gelmiştir” ayetine yeniden ve yeniden iman ettik.

Daha sonra muhalifler aynı şeyi İdlib’de yaptılar.

Operasyondan önce başta Sukuruş-Şam gibi tugaylar, Ahraruş-Şam adı altında mücadele etme kararı aldı.

Hal böyle olunca öteki gruplar da tek çatı altında İdlib için birleşme kararı aldı.

Ve sonuç hepimizin bildiği ve inandığı bir zaferi daha getirdi.

Vahdetin bir rahmet olduğunu hem biz hem de muhalifler “Aynel-yakîn” olarak bir kez daha gördü.

Bu durum Cisr eş Şuğur için de devam etti.

Yani Suriye’de rahmete dönüşen bu vahdet beraberinde zaferler getirmeye devam ediyor.

Şimdi Suriye savaşında vahdetin neler getirdiğini gören biz Türkiyeli Müslümanların da bir şeyler yapması gerekir.

Mesela, Türkiye’deki cemaat, vakıf ve dernekler tek çatı altında birleşerek Suriye halkına bir yardım kampanyası başlatabilirler.

Muhalifler, İdlib operasyonunu yapan gruplara “Fetih Ordusu” adını verdiler, bizler de bu yardım kampanyasına hep beraber bir isim verebiliriz.

Ben şahsen böyle birleşme ve organizasyonun bize de onlara da yeni bir rahmet getireceğine anıyorum.

Yeter ki bu iş için birileri öncülük etsin.

Yeter ki birileri “bismillah” desin.

Dört yıldır kesintisiz bir şekilde bu yardımlara devam eden Müslümanlardan da beklenen bu olsa gerek.

Bakarsınız bundan sonra Türkiyeli Müslümanlar da böyle bir oluşuma sahip olurlar.

Çünkü yıllardır bizler hep vahdetten bahsettik.

Suriye savaşında yardımlara devam eden ve bu konuda sebat gösterenlerin mükâfatlarını yüce Allah kat kat verecektir.

Dahası bu mükâfat rahmet olarak sadece Suriyeli mücahitlerin değil, biz Türkiyeli Müslümanların üzerine de yağabilir.

Bakın Esed bile mücahitlere karşı yenildiğini itiraf ediyor.

Hal böyleyken Suriye’ye eskisinden daha çok yardım yapmalıyız.

Hem biliyorsunuz ki Suriye’den kazanılacak bir zafer tüm mazlumlarındır.