Sudan, yakın zamana kadar Filistin davasına ve direnişine en çok destek veren ülkeler arasında yer alıyordu.
İslami Direniş Hareketi “Hamas” liderlerinin Suriye’den ayrılmaları gündeme geldiğinde gidebilecekleri birkaç ülke arasında Sudan da sayılıyordu.
Bu nedenle geçtiğimiz günlerde Sudan Başbakan Yardımcısı ve Yatırım Bakanı Mübarek El-Fadıl’ın bir televizyon kanalında İsrail ile ilişkiler ve Filistinliler hakkında söyledikleri şaşkınlığa yol açtı.
El-Fadıl, ülkesinin İsrail ile diplomatik ilişkiler kurması gerektiği görüşünü desteklediğini ifade ederek, Filistinliler’in topraklarını sattıklarını öne sürdü.
Filistinliler’in Körfez ülkelerinde Sudanlıların kuyusunu kazdıklarını ve müdürü Filistinli olan şirketlerde çalışan Sudanlılara kötü davranıldığını iddia etti.
“Filistin davası Arap dünyasının geri kalmasına neden oldu” dedi ve bazı Arap rejimlerinin Filistin davasını kullandıklarını söyledi.
Filistinlilerin ve hatta Hamas’ın bile İsrail ile görüştüğünü öne süren Sudanlı bakan, her ülkenin kendi çıkarlarını gözetmesi gerektiğini belirterek, İsrail’in Mısır’da turunçgiller ziraatını geliştirdiğinden bahsetti.
Oysa Sudan’ın Doha Büyükelçisi Fethurrahman Ali Muhammed, birkaç gün önce bir araya geldiği Filistin Diasporası Halk Konferansı heyetine, 24-26 Ekim’de Togo’da düzenlenmesi planlanan İsrail-Afrika Zirvesi’ne Sudan’ın karşı olduğunu ve zirveye engel olmak için ellerinden gelen çabayı göstereceklerini anlatmış, Amman Büyükelçisi Ali Osman Taha da İsrail’in Afrika’daki girişimlerine seyirci kalınmaması için Hartum’un dost ülkelerle hareket ettiğini dile getirmişti.
El-Fadıl’ın İsrail ile ilişkiler hakkındaki sözlerine Sudan içinden ve dışından birçok tepki geldi.
Hamas, Sudanlı bakanın açıklamalarını eleştirerek, söz konusu açıklamaların Filistin’i seven ve direnişini destekleyen Sudan halkının değerleriyle ve ilkeleriyle bağdaşmadığını söyledi.
Sudan halkını, partilerini ve yönetimini Sudan’ın onurlu tavrına ters bu açıklamaları reddetmeye davet etti.
Sudan-Filistin Kardeşlik Derneği, El-Fadıl’ın istifasını ve istifa etmemesi halinde görevden alınmasını istedi.
Sudan Alimler Heyeti ise İsrail ile ilişkileri normalleştirme çağrısının İslam ümmetinin sabitelerine aykırı olduğunu açıkladı.
El-Fadıl’ın skandal sözlerine bir tepki de Sudanlı muhalif politikacı, Ümmet Partisi Genel Başkanı El-İmam Es-Sadık El-Mehdi’den geldi.
El-Mehdi, İsrail ile diplomatik ilişki kurmanın Sudan’ın çıkarlarına aykırı olduğunu ifade etti.
Sudanlı bakanın açıklamaları kendi kişisel görüşünü mü, yoksa hükümetin görüşünü mü yansıtıyor?
Bu sorunun cevabını ararken Sudan Devlet Başkanı Ömer El-Beşir’den henüz bir açıklama gelmediğini not edelim.
“Sudan Başbakan Yardımcısı ve Yatırım Bakanı’nın sözleri nasıl okunabilir?” sorusuna cevap olarak ise şunları söyleyebiliriz:
El-Fadıl’ın açıklamaları İsrail ile ilişkilerin normalleştirilmesinden bahsetse de asıl mesaj Washington’a.
Açıklamalar, “Beyaz Saray’ın kalbini kazanmanın yolu Tel Aviv’den geçer” anlayışının ürünü.
Sudan’ın bir süredir Amerika’yla ilişkilerini düzeltmeye çalıştığı ve Suudi Arabistan’ın bu konuda bir tür arabuluculuk yaptığı biliniyor.
İkinci olarak, El-Fadıl’ın sözlerini çok daha geniş bir planın yansıması olarak okuyabiliriz.
Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerinin İsrail ile diplomatik ilişki kurmanın hazırlıklarını yaptığı artık sır değil.
Hartum, El-Fadıl’ın açıklamalarıyla “Ben de varım” mesajı veriyor…