Su yolunu bulur er ya da geç

Abone Ol

AK Parti Genel Başkanlığı için aday gösterilen Binali Yıldırım’ın parti başkanlığı ve başbakanlığı devralmasıyla Türkiye yeni bir döneme daha giriyor: Başkanlık Sistemine Geçiş Süreci. Olana” vardır bir hayır ” demenin hafifliğiyle yaşayan bizlere de” Hayırlısı Olsun” demek düşüyor.

Yaşayacağımız geçiş sürecinin şifrelerini okumaya çalışalım. Evvela şunu söylemek gerekiyor , yarından itibaren ülkenin bir numaralı gündem maddesi başkanlık sistemini de içeren yeni anayasa olacak. Şu ana kadar söylenen , yazılan çizilenlerden farklı olarak artık somut öneriler gündeme gelecek, kamuoyunda tartışılacak ve kısa bir süre sonra da son şekli verilen yeni Anayasa metni ortaya çıkacak.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın düşüncesi, mevcut Meclis aritmetiği ile Anayasa teklifini 330– 367 aralığında bir oyla Meclis’ten geçirip milletin onayına sunmak. Belki de önümüzdeki yüzyılın kaderini etkileyecek, tartışmaları yıllarca sürecek böyle önemli bir sistem değişikliğinin vekillerin oylarıyla değil halkın oyuyla kabulünü sağlayarak spekülasyonların önünü kesmek.

Başbakanlık için değişik tahminlerde bulunulmasına rağmen adı ilk günden öne çıkan Binali Yıldırım’ın teklif edilmesi Erdoğan’ın bu süreçte risk almak istemediğini gösteriyor. Yeni Anayasa kabul edilene kadar uygulanacak sistemi başkanlığın bir “Demo”su olarak düşünmek yanlış olmaz. Başkan Erdoğan, Başkan Yardımcısı Yıldırım ve belki de tüm toplantılarını Erdoğan’ın başkanlığında gerçekleştirecek Bakanlar Kurulu. Böylece başkanlık sisteminin ne şekilde yürüyeceği teorik önermelerden ziyade halka fiilen gösterilmiş olacak.

Yürütme erkinin bu şekilde yapılanmasıyla karar alma aşamasının hızlanması sayesinde yoğun bir yatırım ve icraat dönemine girilecek. Başlanmış bulunan yatırımlar erken bitirilmeye çalışılacak ve yeni mega projeler gündeme gelecek.

Demokratikleşme ve bir alt başlık olarak Kürt sorununun çözülmesi yolunda da önemli adımlar atılacak. Erdoğan’ın geçenlerde yaptığı bir konuşmada çözüm sürecinin bitmediğini, buzdolabında olduğunu bir kere daha hatırlatması bu konuda bir ipucu olabilir.

40 yıldır Erdoğan’ın siyasi hayatını yakinen bilen birisi olarak dikkat ettiğim bir hususu da bu arada paylaşmak isterim. “Milli Görüş gömleğini çıkardım” sözü o günkü konjonktür gereği söylenmiştir ve hiçbir zaman gerçekleşmemiştir. 40 yıl önce Erdoğan,– MSP İstanbul İl Başkanı olarak yönetim kuruluna alacağı isimleri tespit ederken hangi kriterleri göz önünde bulunduruyorsa bugün de aynı saiklerle hareket ediyor.

Yolunu bulamayan su yoktur. Bize düşen su olmak…