Bilinçli ya da bilinçsiz faşistlerin kınamalarından korkmadan “Barzani’ye dikkat” diye onlarca yazı yazdım. Bugün olsun yine yazarım. “Barzani aslen Yahudi’dir” diye türlü türlü iftira edenlere karşı hep Barzani’yi müdafaa ettim. Bugün olsun yine ederim. 90’lardaki ilk Körfez Savaşı sırasında Barzani’nin Turgut Özal’a “siz bizim babamızsınız” dediği lafı öne alıp, arkasından ABD’ye “Türkiye’yi Irak’ta istemiyoruz” dediği lafı hiç konu etmedim. Meseleye Osmanlı’nın ideali açsından bakmaya gayret ediyordum çünkü ve hala öyle bakıyorum.
“2003 yılında işgalciler Irak’a kimin açtığı kapıdan girdiler” diye tarihin en acı sorularından birine karşı bile “O bir hatadır ve kendisi bile şu anda pişmandır” diye açıklama yapmaya çalıştım. Talabani ve Barzani’nin bir gece vakti eğilip fısıltıyla “Hoşgeldiniz” diyerek açtıkları kapıdan, İngiliz ve Amerikalı katiller gelip 1. Milyon Müslüman’ı öldürmüşlerdi. Irak’ın zenginleri çalıp bugünkü DAEŞ dahil her türlü fenalığın tohumlarını ekmişlerdi. Sadece 2 yıl sonra bir gece gizlice onlara kapıyı açan Talabani Irak Cumhurbaşkanı Barzani ise bölgesel Kürt yönetimi başkanı olmuştu.
“PKK bu adama karşı, Goran bu adama karşı, İran bu adama karşı, Bağdat bu adama karşı” diye baktım meseleye. Bana göre Barzani Müslüman ve geçmişi geleneği belli bir Kürt siyasetçiydi. Allah biliyor hala öyle zannediyorum. Gel gör ki bu gün söz diliyle böyle olan Barzani hal diliyle hiçte öyle davranmıyor. 2003 yılında yaptığı hatayı tekrar ediyor. Yine gavuru çekecek oraya. Yine yeni terör örgütlerine meydan verecek. Yeniden yine parçalayacak Irak’ı. Çünkü Emperyalizm’in hesabı hala nihayete ermedi. Sürekli başa sarıyor, sürekli aynı hataları tekrar ediyor ve hatasında ısrar ediyor. Cumhurbaşkanı uyardı, diplomatik heyet uyardı, uzmanlar uyardı, kanaat önderleri uyardı. MGK kararıyla uyarıldı, TSK’nın yaptığı tatbikatla uyarıldı ve sonunda TBMM teskere kararıyla uyarıldı. Ama Barzani, Emperyalizm’in bölgeyi parçalayıp çetelerin ve terör örgütlerinin eline bırakma planından vazgeçmedi.
Soru şu; bu adamın elinde ki gücü ne? Ona karşı olan PKK’lılar bu sefer de Barzani’yi mi bahane ederek çocukları balkondan atıp yakacaklar. Su uyur düşman uyumaz dedikleri bu muymuş?
O halde biz de yarından itibaren Ankara anlaşmasını yeniden gündem yapmaya ve başta Türkiye iç kamuoyuna ve dünyaya hatırlatma çalışmalarına başlamalıyız. Yusuf Kemal Tengirşenk’in 28 Ocak 1920 de dediği gibi “Ahdi Milli tahakkuk etmemiştir. Bu hudutlar eksiktir”