Fatih camisinin biz Akıncılar’ın hayatında çok özel bir yeri vardır.
Fatih Akıncılarının da Akıncılar ve “İslami Hareket” içinde özel bir yeri vardır.
Sözcü Gazetesi’nden Soner Yalçın, Odatv’den Serdar Akinan beylerde dahil olmak üzere bir çok yazar ve gazeteci Akif Emre hakkında yazdılar.
Birçok ‘İslamcı’ yazar ve gazeteci hem cenazeye katıldı ve hem de Akif abi ile ilgili bire bir ilişkileri ve ona karşı duygularını gözü yaşlarıyla dile getirdiler…
Cenazede karşılaştığım Atasoy Müftüoğlu ağabey, “Mansur bin yıldır görüşmüyoruz” haklı sitemini içime hüzünle gömerek sessizce, “Abi bin yıl görüşemesek bile biz hepimiz aynı gönlün sevdalı çocuklarıyız” dedim.
Akif Emre ve Atasoy Müftüoğlu, ümmetin “İslami Hareket”inin ‘lam elifi’dirler…
İslami hareket bir siyasi hareket değildir.
Bünyesinde barındırdığı bir siyasi taraf vardır elbet ve fakat onun aslı kendi ontolojik hakikatinin düşünce ve ahlak zeminini inşa etmeye çalışan ümmet bilinci ile dimdik durmaya çalışan Müminlerin bir hareketidir…
Akif Emre ve Atasoy Müftüoğlu gibi bu ümmetin güzel çocuklarının İslam coğrafyasından, Eritre’den Moro’dan, Filistin’den, Afganistan’dan getirecekleri haberi biz, yuvasında annelerinin getireceği yemi bekleyen kuşlar gibi beklerdik…
“İslami Hareket”in siyasi yönüne tutunanların üzerine dünya kokusunun sinmesi doğaldı. Elbette ocak başında duranların üzerine yemek kokusu sinecek, dünya onlara cömert kucağını açacaktı…
Bu hareketin fikir işçiliği gibi meşakkatli tarafını seçenlere de elbette dünya cimri olacaktı.
Çarşamba günü Akif Emre’mizi, bu davanın memesinden emen, dünyanın cömert ve cimri davrandığı bütün yoldaşlarla birlikte tek taraflı helalleşerek veda edip huzuru ilahiye yolcu eyledik…
Ağlayanlarımız elbette bütün içtenlikleriyle yüreklerinde tutamadıkları duygularını gözyaşlarıyla ifade ediyorlardı. Ağlamak birazda insanın kendi iç muhasebesi ile ortaya çıkan bir eylemdir…
Yusuf Kaplan kardeşimi yalnız bırakamadım. Akif Emre ile farklı hukukunun ağırlığıyla farklı duygularının ağırlığını taşıyordu…
Müminler namazla ilahi huzuru talep eder. Oysa müminlerden öyle kimseler vardır ki, kardeşleri diğer müminlerin derdiyle tasalanması nedeniyle Allah tarafından talep edilirler…
Aynı zamanda Akif Emre’nin cenaze namazının Bosna da kılınması, ümmet bilinciyle bu güzel akıncı derviş öncülerin vakti kuşanmasının neticesidir…
Onlar modern zamanların bürüyen kasideleriydi.
İslam coğrafyasının acı hikâyesini ebabil kuşları gibi bölgeden bölgeye taşıyarak bir bilinci diri tuttular.
Bu gün bütün bir İslam coğrafyasında Türkiye dendiğinde edilen duaların yaprak yaprak, çiçek çiçek açan ergüvanlarıydı. Bin selam olsun onlara, “Selamün kavlen min Rabbi Rahim.”