Her yıl olduğu gibi bu yılda bizlere ilkleri yaşatan Rabbimize sonsuz şükürler olsun. Dün ilk teravih namazımızı kılıp, ilk sahurumuzu yaptık. Bugün de çok şükür ilk orucumuzu tutuyoruz. Tüm dünya Müslümanları olarak, Mübarek Üç Aylar ikliminin manevi atmosferinde ilerlerken bu manevi iklimin en önemlisi olan ve içinde bin aydan daha hayırlı Kadir Gecesi’ni barındıran ve Kur’an ayı olan Ramazan-ı Şerif’e kavuşmanın sevincini hep birlikte yaşıyoruz. İşte o güzel ayın, ayların efendisi olan Ramazan-ı Şerif’in bugün birinci günündeyiz. Cennet kapılarının açıldığı, cehennem kapılarının kapandığı, mağfiret ayı olan Ramazan’a bizleri kavuşturan rabbimize sonsuz kere hamdolsun…
Başı rahmet… Ortası mağfiret… Sonu cehennemden kurtuluş olan!..
Asırdan asra merdiven atan Ey mübarek Ramazan! Hoş geldin, sefalar getirdin…
Üç ayların hakanı, bir ömre bedel gecenin mübarek ayı.!
Özlediğimiz, canımız, yârimiz, yarenimiz.! Hoş geldin…
Fakirlerin feryadını dindiren, ateşleri söndüren.!
Vahyin nazil olduğu Kuran ayı, sevapların harman ayı.! Hoş geldin…
Rahmet ve merhamet membaımız, hayır ve bereket ummanımız.! Hoş geldin…
Yüreklerimizi güzelleştiren, ibadetimizin ve rızkımızın çoğaldığı ay.! Hoş geldin…
Bak hele nicedir yolunu gözlüyor âşıklar, kapı önünde seni bekliyor sevdalılar…
Beklemek zor işmiş vesselam.. Bazen nehir gibi akmıyor değil mi günler…
Gelişin ne büyük ödül biz mahcuplara..! Sen geldin, bak yine kardeşlik koktu her taraf…
Şimdi artık bizler için vuslat vakti… Ve sen her zamanki gibi yine çok dakiksin…
Söz verdiğin gibi yine geldin. Hem de yine kucak dolusu rahmet, nimet ve şükür ile…
Açıldı yine bak gönlümüzün kapıları.. Lakin bedenimiz aç, ruhumuz aç, bunu en iyi sen bilirsin…
Seni bekler iken kaç sabah güneşle selamlaştık biliyor musun? Ne de çok ihtiyacımız varmış sana…
Sözümüzde duramadık parçalandık yine.! Buruk bir teselli ile yar et bizi… Hadi şimdi tekrar bir et bizi…
Biliyoruz tam olarak hak etmiyoruz sevgini.! Lakin hasret kaldık o cennet esintine, rahmetine, bereketine…
Oysa bu seferde bahtsız olmayalım diye, bir bilsen nede çok amin biriktirdik dudaklarımızda…
Nutku tutulmuş aklımızın hayat dediği bu şölende şimdi artık yeniden söz veriyoruz sana..!
Açlıktan kıvrandırsan da, susuzluktan yandırsan da, bu sefer inşallah ıskalamayacağız seni, Mahcup olmayacak, söz bu sefer memnun edecek hoş tutacağız seni…
Şimdi yeniden söz veriyoruz sana;
Oruç tutmanın sadece aç kalmak olmadığını bilip, her daim aç kalanların, yoksulların, öksüzlerin yetimlerin hali ile hemhal olacağız…
Paylaşmanın, merhametin, temizlenmenin idrakinde olup, mazlumlarla mazlum, mahzunlarla mahzun olacağız..
Zalimin muzaffer olduğu bu çetin günlerde, biz Müslümanlar olarak hep birlikte insan olmanın hazzını yaşayacak, çaresizliğin amansızlığına esir olmayacağız..
İşgal ve katliamların sürdüğü şu kapitalist dünyada, açlık ve kıtlıktan ölmek üzere olan Afrikalı Müslüman kardeşlerimizi unutmayacak, Filistinli, Suriyeli, Mısırlı, Iraklı, Doğu Türkistanlı, Pakistanlı, Afganlı, Myanmarlı… kardeşlerimize maddi manevi sonuna kadar destek olacağız…
Namazımızı cemaatle kılıp bolca kuran okuyacağız. Kuranı ölülere ve mezar taşlarına değil bilakis kendimiz için okuyacağız. İsrafın diz boyuna çıktığı gösterişli iftar sofralarında değil, fakirlerin sofralarında olacağız…
Sadakalarımızı fitrelerimizi verecek, gariplere ihsan ve ikramda bulunacak Allaha bizi af etmesi için bolca dua edeceğiz. Sabırla ve ısrarla tövbe edecek, rabbimizden cennetini talep edeceğiz.
Ramazanda sigarayı bahane ederek öfkelenerek, içimizdeki canavarı dışarı çıkarıp çevremizdekileri kırıp dökmeyeceğiz…
Sayılı ve kıymetli vaktimizi Okey masalarında geçirip, sahuru ailemizden uzakta kıraat hanelerde yapmayacağız…
Orucu uykuya tutturmayıp, bu aya özel yaptığımız her ibadete, birimize bin veren Rabbimize bolca dua edecek, onun rızasını kazanacağız…
Medyanın tuzağına düşüp Televizyon başında sözüm ona popüler ramazan eğlence programları ile tüm günümüzü heba etmeyeceğiz…
Elimize, dilimize ve belimize sahip olacak, gözümüzü haramdan, dilimizi gıybet, dedikodu, iftira ve kötü söz söylemekten alı koyacağız…
Sorumluluğumuz altında çalışan ve oruç tutan kardeşlerimize işlerini kolaylaştırıp zorlaştırmayacağız…
Orucu Allah rızası için tutacak, onu zayıflamak yada diyet yapmak için tutmayacağız…
Ramazan ayında beş yıldızlı oteller ucuz oluyor diye, Ramazanda tatil yapıp sonradan orucumuzu kaza yapmayacağız…
İftar çadırlarını amacına uygun kullanıp bir elimizin verdiğini diğerine göstermeyeceğiz… Maskaralık ve gösteriş yapıp fakiri fukarayı rencide etmeyeceğiz..
Teravih saatinde bizi camiye çağıran ezanlara kulak verecek, Ramazanı panayıra çevirip bizi festivale, eğlenceye çağıranları dikkate almayacağız..
Fakirin fukaranın hakkı olan paramızı, mübarek ramazan ile uzaktan yakından alakası olamayan kişilerin vermiş olduğu alakasız konserlere giderek çarçur etmeyeceğiz…
Arkasında televizyon kameraları ile gezip bu işleri siyasi şovlara ve güç gösterisine dönüştürenlerin ekmeklerine asla yağ sürmeyeceğiz…
Daha dün demokrasi nöbeti tuttuğumuz meydanlarda, henüz daha sene-i devriyesini doldurmayan 15 Temmuz şehitlerimiz için dua edecek, onların ruhunu incitecek hiçbir eylemde bulunmayacağız…
Peygamber Efendimiz(sas) “Her oruç tutan kulun iftar vaktinde kabul olunacak bir duası vardır. Duasının karşılığı mükâfat olarak ya dünyada verilir veya ahrette ebedî bir surette ihsan edilir.”buyurmuştur.
Allah gönlümüzden geçirdiğimiz, lakin hakkımızda hayırlı olacak dualarımızı tamamını kabul etsin. Rabbim hepimize nefsimizi terbiye ettiğimiz, feyz dolu daha nice oruçlar tutmayı ve bayramlara kavuşmayı nasip etsin. Hayırlı Ramazanlar…