CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun söylemlerine bakmayın, o konuşurken adaletten, özgürlükten falan bahsediyor ya, icraatları bunun tam tersi. Hani bazen diktatör söylemlerini de kullanıyor ya, o da sadece milletin algısına dönük söylemler. Bir de ayrımcılık falan diyor ya, gülün geçin. Bakın esas ayrımcı kimmiş anlatayım.
Geçtiğimiz günlerde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, medyanın Ankara temsilcileri ile bir toplantı yaptı. Medyanın Ankara temsilcileri ile toplantı yaptıklarını ilan ettiler daha doğrusu. Ama bu söylemde yalan. Çünkü toplantıya sadece bazı medyanın Ankara temsilcileri davet edildi.
Diriliş Postası, Sabah, Yeni Şafak, Yeni Akit, Akşam, Milat, Kanal7’nin Ankara temsilcileri bu toplantıya davet edilmedi. Kılıçdaroğlu’nun söylemi ve eylemi başka olduğu için hedef olunca şikâyetçi oluyor değil mi? Şimdi kimmiş ayrımcı?
CHP’nin 36. Olağan Kurultayı’na az kaldı. 3-4 Şubat tarihlerinde “Adalet ve Cesaret” teması ile kurultaya gidiyorlar. Gerçekten adaletli davranıyor mu Kılıçdaroğlu?
Geçen gün CHP’nin yöneticileri olan bazı dostlarla beraberdim. Onlara sordum, kurultayda Kılıçdaroğlu dışındakilerin genel başkan seçilme şansı var mı? Diye…
‘Hiç şansları yok’ cevabı aldım. Çünkü, Kılıçdaroğlu 150 gün süren kongre sürecinde kurultay delegelerinin profilini kendine sadık insanlardan oluşturarak değiştirdi. CHP’de demokrasi değil, diktatörlük süreci başladı. Kılıçdaroğlu CHP’de tek adam. Partide bundan böyle itiraz eden de kapının önüne konacağı söyleniyor.
Al sana özgürlük. Al sana adalet. Al sana demokrasi. Ben 26 yıllık gazeteciyim ve bir ana muhalefet partisi liderinin medya temsilcileri ile yaptığı toplantıya bazılarını gazetecileri çağırıp, bazılarını çağırmadığı hiçbir döneme rastlamadım. Bu ayrımcılığın yapıldığını da CHP’de gördüm.
CHP kulislerini de yokladım. Kim aday kim değil, diye. Parti Meclisi (PM) üyesi olmak isteyenler, “Genel başkan bizden iyi düşünür. Genel başkan aday gösterirse biz aday oluruz. Aksi halde sesimiz çıkmaz” söylemlerinin hakim olduğunu gördüm. Zaten PM büyük oranda da değişecek. Kılıçdaroğlu’na rağmen aday olacakların şansları yok. Anlayacağımız CHP’de demokrasi kültürü yerine genel başkana biat kültürü hâkim oldu.
Neden mi böyle? Çünkü Kemal Kılıçdaroğlu, 2019 Cumhurbaşkanlığı seçiminde, Cumhurbaşkanı adayı olmaya kesin karar verdi de ondan. Partide aykırı söz istemiyor. Diğer yandan daha militan ve radikal isimleri sokağa sürme hazırlığında. İstanbul İl Başkanı seçilen kişi buna örnektir.
Demokrasi, adalet diye yola çıkan bir ana muhalefet partisinin hali budur.
Şimdi gelelim, genel başkan adaylarına. Kılıçdaroğlu’nun karşısına ilk çıkan isim eski İstanbul Baro Başkanı Ümit Kocasakal oldu. Kocasakal ekibinin delegeden ziyade CHP üye ve seçmenlerine yönelik bir çalışma yürütüyor ancak, adaylık için gerekli 127 imzayı toplama şansı yok. Muharrem İnce’nin Kılıçdaroğlu ile yarıştığı 2014’teki kurultayda topladığı imzanın 2.5 katını aldığı söyleniyor. Aday adaylığını açıklayacağını duyuran son isim ise eski Yargıçlar Sendikası Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu. Eminağaoğlu, pazartesi günü aday adaylığını resmen ilan edecek. Kazananı buradan ilan ediyorum. Kemal Kılıçdaroğlu.
Selam ve dua ile…