Zamanımızın çoğunu farkında bile olmadan sosyal medyada geçirir olduk. Kaç dakikada bir telefonumuzdaki sosyal medya hesabına göz attığımızı, ne kadar incelediğimizi düşünürsek, zamanımızın kaçta kaçını o alana ayırdığımızı daha iyi anlayabiliriz. Sorun gerçekten büyümekte ve çözüm önerileri yok kadar az.
Bu iş artık neredeyse birçok kişide hastalık boyutuna vardı. Sosyal medya hesapları üzerinden kimin ne yaptığını takip ediyoruz. Kısa mesajlar, kısa videolar ve çoğu zaman fotoğraflara bakmayı tercih ederek, daha çok alanı ya da kişiyi takip etme çabamız söz konusu.
2019 yılı verilerine göre dünyada en fazla Instagram kullanıcısına sahip ülkeler içerisinde Türkiye 6’ncı oldu. Bu alanda büyük başarı göstermişiz. 34 milyon Instagram kullanıcısına sahip Türkiye’yi 24 milyon kullanıcı ile Japonya takip ediyor.
Ajans Press’in Statista verilerinden ve medya yansımalarından derlediği bilgilere göre, 2019 yılı itibari ile dünyada en fazla Instagram kullanıcısına sahip ülke ise Amerika oldu. 110 milyon kullanıcı ile listede lider olan Amerika’nın en yakın rakibinden neredeyse iki katı fark ile önde olduğu analiz edildi. Amerika’nın hemen ardından da 66 milyon kullanıcı ile Brezilya’nın 2’nci,64 milyon kullanıcı ile Hindistan’ın 3’üncü olduğu görülürken listenin devamında yer alan ülkelerin sırasıyla Endonezya, Rusya, Türkiye, Japonya, İngiltere, Meksika ve Almanya olduğu saptandı. Instagram kullanıcılarının toplam sayısının ise geçen yıla göre 50 milyonun üzerinde artışla 850 milyonu aştığı kaydedildi.
Esasen insani ilişkileri de sanal hale getiren bu ilgi, birçok insana daha da cesaretli paylaşımlar sağlıyor. İnsanın insana yüzüne karşı söyleyemeyecekleri çoğu şeyi sanal ortamda söyleyebiliyor.
Her eğlencesini, her mutluluğunu ya da mutlu görünme gereksinimlerini sosyal medyadan paylaşanlar ile aynı durumda olmak isteyenlerin sanal ile düşmanlık veya kıskançlıkların oluştuğu toplumsal sorun olarak da değerlendirilebilir. Sosyologlar ne yapıyor?
Yüz yüze söylenemeyeceklerin sosyal medyadan yazılması veya paylaşılması ile çoğu zaman hukuki durumla da karşı karşıya kalınmalar söz konusu.
Yazan kişinin çoğu zaman hakaret kastı olmaksızın yaptığı paylaşımlar muhatabı tarafından hakaret olarak görülüp yargıya baş vurulabiliyor. Her işimizi yargıya taşımanın yakın zamanda faturası ile de karşı karşıya da kalabiliriz.
Bu durumda da sosyal medya kullanıcılarının birçoğu adli konularda sorunlar yaşamaktadır. Diğer bir bakış açısı ile de sosyal medyanın özgür kullanılması konusunda baskı oluşturduğu algısı da yaratıyor. Bilinçsiz e-medya kullanmanın zararları nereye varacak?
Diğer yandan, sorumlu bir e-medya kullanımı konusunda neredeyse hiçbir çalışma olmaması da bu sorunları daha da büyütmektedir.
Bu alanda sosyologların STK’lar ile çalışması gerektiğini düşünüyorum. Hayatımızın büyük bölümü sosyal medya hesaplarındaki paylaşımları kafalarımıza doldurarak, ya da onları dert edinerek geçiren sayısı yüksek bir kitleye sahibiz artık.
Evet, herkes takipçisi kadar ünlü. Ama ünlü olmanın sorumluluğu olduğu kadar çoğu zaman da bedeli olur. Bilgisizce yapılan her işin faturası da olur.
Selam ve dua ile…