İsrail’in yaptığı Filistin soykırımına dünyanın her yerinde vicdanlı ve yürekli insanlar tepki vermeye devam ediyorlar. Devlet yönetimlerinin ve örgütlü yapıların kafalarını kuma soktuğu zamanda halklar mazlumların sesi oldu.
Yapılan eylemlerin olgunluğu, zarafeti, sanatsal inceliği bile âdeta soykırımı yapanlara ve destekçilerine verilen ders niteliğinde. Biz bu cesur yürekli insanların eylemlerini, çok eleştirdiğimiz sosyal medya aracılığıyla öğrenmeye devam ediyoruz. Genelde Batı’daki medya organlarının nasıl sansürlendiğine, akademinin nasıl baskı altına alındığına şahit olurduk. Ama bu kez öyle olmadı.
Size sadece sosyal medyadan seçtiğim ilginç, ibretlik, yüreklere dokunan çalışmalardan örnekler vereceğim.
En ilginç, anlamlı ve kalıcı desteklerden birisi yeni bir terim üretilmesidir. Kitlesel kaynaklı çevrim içi sözlük Urban Dictionary, “Israeled” (İsraillenmek) kelimesini sözlüğüne ekledi. Manası “birinin başkasına ait olan bir şeyi kendisininmiş gibi iddia ederek ele geçirmesi” olarak tanımlandı. İsraillenmek, ilginç bir örnekle açıklanmış: “Bir restoranda birisi masamı paylaşmak istedi. İzin verdim. Bir süre sonra toplantısı olduğu için beni masadan kovdu. Yani İsraillendim.” Yani yavuz hırsız ev sahibini bastırır misali katillerin Filistin’de yaptıklarını çok iyi anlatan bir terim ortaya çıktı.
İşveçli sanatçı George Totari’nin bestelediği “Leve Palestina” şarkısı tüm dünyada Filistin mücadelesinin sembolü oldu. Her yerde şarkısının söylendiğini belirten sanatçı, “İsveç’te birçok protestoda bu şarkı söyleniyor ama hükûmet İsrail’i destekliyor. Orada çocuklarımızın öldüğünü ve İsrail’in bizi bombaladığını görmüyorlar. Bugün siyaset âdeta ticaret gibi. Sen ve ben onlar için bir şey ifade etmiyoruz. Onlar için sadece ticaretleri önemli.” diyor. Şarkı birçok ülkede gösterilerin marşı oldu. Davullarla İsveç sokaklarında eylem yapan kadınların gösterisi en etkilisi idi.
Kucaklarında çocuk cesetlerini temsil eden kundaklarla kadınların Zara mağazası eylemi, gençlerin mağazanın duvarlarına Zara logolu füze çıkartmalı afişler yapıştırmaları büyük ses getirdi. Starbucks’ın eylemler nedeniyle birçok yerde dükkânını kapatması, cesur yüreklerin gönüllere su serpmesiydi. Dünyanın en zeki gençlerinin bulunduğu Harvard Üniversitesi öğrencilerinin okulun bahçesinde uzanarak ölümü canlandırdıkları eylem ve onlara destek veren rektörün dik duruşu kayıtlara geçti.
Gazze’de çocuk ölümlerinin fazla olması en çok anneleri, kadınları etkiledi. Ana yüreği dayanmaz! Sosyal medyada çok sayıda sanatçının Kur’an-ı Kerim okuması ve Müslüman olduğunu ifade etmesi de kaderin garip tecellisi olsa gerek. Eski Birleşmiş Milletler İyi Niyet Elçisi Angelina Jolie 20 yıl boyunca Birleşmiş Milletler için insan hakları konusunda çalışmıştı ancak Gazze’de yaşanan katliamın gözünü açtığını ifade ediyor. Ünlü oyuncu, “Bu, Gazze’de kaçacak yeri olmayan hapsolmuş nüfusun kasten bombalanmasıdır. Gazze, yaklaşık 20 yıldır bir açık hapishaneydi ve hızla toplu mezarlık oluyor.” açıklamasında bulundu. Amerikalı oyuncunun babası aktör Jon Voight’un İsrail'in alçak saldırılarına sahip çıkması ise insanoğlu için ibretlik oldu. İngiliz sanatçı Yusuf İslam “Kur’an-ı Kerim diyor ki: ‘Bir masum can katledilirse bütün insanlık öldürülmüş gibidir.’ Ama şu anda Gazze’de yaşananlar soykırımdır.” diyerek tepkisini gösterdi.
Son söz Gazzeli çocuklardan olsun: “Korkuyoruz ama Filistin kazanacaktır. Evimizi terk etmeyeceğiz… Toprağımızı terk etmeyeceğiz. Filistin’den vazgeçmeyeceğiz.”