Sorun edenlerin sonu!

Abone Ol

Kendini dikte eden zamanlarda, kendini arıyor insan…

Zamanın namazını kılmadık henüz, nasıl bilirdik belli değil.

Yeri geldiğinde yersizliklere yurt olduk…

Yok olduk…

Yük olduk…

Yek başınaydık…

Tek değildik ama…

Omuz omuza yol gidenlere dokunulmazlık sağlanmalıyken, dokunaklı yalnızlıklara doğru yanlışlıkla varıyoruz…

Kimin kimle karşılaştığını kararlaştıramadıkça, kimi kime karıştırdığını anlayamayan çay demleyicisi kıvamında acıdı hayatımız…

Ya hatamız…

Tek sermayemiz…

Niyetimiz…

Tıynetimiz…

Ehemmiyetimiz ve emniyetimiz…

Kimselere söylemeyin ama kimsesiziz…

Şimdi ne tarafa dönsek yönsüzüz. Yüzsüzüz… Sözsüzüz… Öksüzüz…

Bu kalabalıkları kim durdurdu!

Kim soruları öldürdü!

Kimdi o bölücü!

Sarsılmaz sandığımız sınırlarımızı sanrılar haline getiren de aynı kişi değil mi?

Ya tanrılarınız! Olmayanlarınız! Allah’tan başka ilah olmadığına imanınız!

Üzerinize alınmayışınız…

Her şeyi üzerime bırakışınız…

Kime hitap ettiğini bilmediğimiz insanların, bana seslenişini duyuyorum.

Hepsini alıyorum üzerime…

En büyük sorunum da bu; sorun ediyorum…

Tavsiye ederim…

Vesselam…