Sonuna kadar kararlılık

Abone Ol

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Zeytin Dalı Harekâtı’nın kapsamının ve süresinin sınırlı tutulması çağrılarına cevap verirken gayet net konuştu:

“Bittiği yere kadar gideceğiz. Tükendiği yere kadar gideceğiz ve onları tükettikten, temizledikten sonra da oraları gerçek sahiplerine yani Suriyelilere teslim edeceğiz.”

Bu kararlığın belirlenen hedefe ulaşılıncaya kadar devam etmesi gerekiyor.

Harekâtın hedefi sadece Afrin’i PKK/PYD/YPG unsurlarından arındırmak veya Suriyeli mültecilerin dönebileceği güvenli bölgeler oluşturmak değil.

Asıl hedef güneyimizde oluşturulmaya çalışılan terör koridorunu ve örgütün devlet olma hayallerini yok etmek.

Amerika, Türkiye’nin uyarılarına kulak tıkayarak Suriye’nin kuzeyinde terör örgütüne ciddi yatırım yaptı.

Teröristlere eğitim verdi ve binlerce tır silah gönderdi.

Yatırımını korumak veya örgütün Türkiye’nin öfkesinden en az zayiatla kurtulmasını sağlamak için bin türlü yola başvuracaktır.

Washington’dan gelen “Güvenli bölgeleri birlikte oluşturalım” önerisini bu çerçevede okumak gerekir.

Sadece Afrin’in teröristlerden arındırılmasıyla Türkiye’ye yönelik tehlike ortadan kaldırılmış olmayacak.

Sınır boyu güvenli bölge oluşturulması da terör koridoru projesinin biraz daha aşağıya kaydırılmasından başka bir işe yaramaz.

Tek çözüm terör örgütünün Suriye’nin kuzeyindeki varlığını yok etmek.

Amerika, ya verdiği sözü tutacak ve PKK/PYD/YPG’ye verdiği silahları geri alacak ya da o silahlar operasyonla ortadan kaldırılacak.

Üçüncü yol, ara formül gibi seçenekler söz konusu değil.

Çünkü hepsi terör örgütünü Türkiye’nin gazabından kurtarmak ve Zeytin Dalı Harekâtı’nı hedefinden uzaklaştırmak anlamına gelir.

Friedrich Nietzsche’nin “Öldürmeyen darbe güçlendirir” sözünü unutmamak gerek.

Türkiye bu gerçeği 15 Temmuz’da bizzat yaşadı.

Zeytin Dalı Harekâtı terör örgütünün belini kıramazsa Suriye’nin kuzeyinden ülkemize yönelecek tehdit ve tehlike daha da büyüyecek.

Bu nedenle operasyon – ne pahasına olursa olsun – yarıda bırakılmamalı.

Dikkat edilmesi gereken bir önemli nokta da sahadaki kazanımların masada kaybedilmemesi.

Çünkü geçmişte bunun acı tecrübeleri var.

Mehmetçik canını ortaya koyup ülke savunması için ciddi bir operasyon yürütüyor.

Kanla kazanılanlar anlaşmalarla heba edilirse yazık olur.

Türkiye belki de Kurtuluş Savaşı’ndan bu yana ilk kez milli mücadele ruhu yaşıyor.

Halk, oylarıyla seçtiği hükümetin ve darbecilerden arınıp gerçek görevine odaklanan ordunun yanında.

Zeytin Dalı Harekâtı’na destek oldukça yüksek.

İçeride ve dışarıda PKK terörünün kökünü kazımak için çok önemli bir fırsat yakalamış durumdayız.

Operasyon için de ciddi hazırlıklar yapıldı.

Bu fırsatı iyi değerlendirmemiz gerekiyor.

Türkiye kararlılık gösterdikçe ülkemize yönelik kirli oyunlar – Allah’ın izniyle – birer birer bozulacak.

Üç beş Amerikan askerini teröristlere kalkan ederek veya terör yuvalarına Amerikan bayrağı çekerek bizi durduramayacaklar.

PKK/PYD/YPG’ye yaptıkları onca yatırım boşa giderse gitsin.

Türkiye onları “Terör örgütüne destek olmayın” diye ısrarla uyarmıştı.

Dinlemediler.

Bizden günah gitti.

Zeytin Dalı Harekâtı kararlı adımlarla ilerliyor.

Burseya Dağı örgütün işgalinden tamamen kurtarıldı.

Afrin gibi Menbiç de – öyle ya da böyle – teröristlerden arındırılacak.

Operasyon bittiğinde Suriye’nin kuzeyinden gelen terör tehdidinin defteri dürülmüş olacak.

Bu hedeften asla sapmamalıyız.