Tüketicilerin gıda güvenliği bilincini araştırdığımız bir çalışmada katılımcıların gıda alışverişi yaparken en çok önem verdikleri hususların sırasıyla; son tüketim tarihi (%29,7), hijyen (%14,6) ve fiyat (%10,5) olduğunu bunları temizlik (%10,5), marka (%6,8), kalite (%5,9), tazelik (%3,7), ambalaj-paket (%1,9), TSE belgesi (%1,8), helal belgesi (%1,4), satış yeri (%1,4), güvenilirlik (%0,9), sağlıklı olması (%1,0), içerik (%0,9), besin değeri (%0,5), doğallık (%0,5), etiket (%0,5), ihtiyaçlar (%0,5), lezzet (%0,5), saklama koşulları (%0,5), üretim tarihi (%0,5) ve görsellik (% 0,5) olduğunu belirledik.
Hem bu çalışmadan hem de yaptığım söyleşilerden gözlemlediğim kadarıyla yediden yetmişe tüketicilerin gıda satın alırken gıda güvenliği açısından ilk baktıkları özellik son tüketim tarihi…
Ancak çoğu zaman Tavsiye Edilen Tüketim Tarihi (TETT) tüketiciler tarafından Son Tüketim Tarihi (STT) ile karıştırılıyor.
Türk Gıda Kodeksi Gıda Etiketleme ve Tüketicileri Bilgilendirme Yönetmeliği’nde son tüketim tarihi; “mikrobiyolojik açıdan kolay bozulabilen ve bu nedenle insan sağlığı açısından kısa süre içerisinde tehlike oluşturması muhtemel olan gıdaların tüketilebileceği son tarih” olarak ifade edilmiştir.
Tavsiye edilen tüketim tarihi ise, uygun şekilde muhafaza edildiğinde, gıdanın kendine has özelliklerini koruduğu süreyi gösteren tarih olarak tanımlanmıştır.
Buna göre son tüketim tarihi geçmiş olan gıdalar, gıda mevzuatımıza göre güvenilir olmayan gıda olarak kabul edilirken aynı durum tavsiye edilen tüketim tarihi geçmiş bir gıda için geçerli değil. Çünkü tavsiye edilen tüketim tarihi, gıda zehirlenmeleri açısından ciddi risk taşımayan gıdaların uygun koşullarda muhafaza edildiği takdirde tat, koku, lezzet ve görünüş gibi duyusal özellikleri ile besin içeriğini koruduğunu ifade eden bir tarihtir. Yani bir gıdanın TETT’si geçmiş dahi olsa duyusal özelliklerinde bir değişiklik meydana gelmemişse imha edilmesi gerekmemektedir.
Ancak uygulamada durum tam da böyle değil. Pek çok gıda henüz bozulmamış ve halk sağlığı açısından risk teşkil etmediği halde TETT’si geçtiği için imha ediliyor. Bu nedenle gıda kayıplarının ve dolayısıyla israfın ciddi boyutlara ulaştığı belirtiliyor.
Lafa gelince gıda israfıyla ilgili mangalda kül bırakmayız. Hadi kendimizi bir test edelim…
Marketten bir ürün satın alırken rafın en önündeki ürünü mü yoksa bin bir zahmetle rafın arka tarafına istiflenmiş TETT’si daha uzak olan ürünü mü almayı tercih edersiniz? Bu durumda bir Japon, market rafında ön yüzdeki TETT’si en yakın olan ürünü almayı tercih ediyor.
Ülkemizde gıda güvenliği bilinci her geçen gün daha da artıyor ama eksik edindiğimiz bu bilinç belki de daha fazla israf etmemize neden oluyor.