Halep’te şahit olduğumuz son vahşi bombardımanlar ve kullanılan ölçüsüz şiddet, Rus, İran ve Rejim güçlerinin zamanı iyi değerlendirip sonuç elde etmek için denedikleri son girişimdir. Çünkü bölge kışın eşiğindedir. Hava sahasının kullanım imkânı bundan sonra azalacaktır. Dolayısıyla bu birleşik güçler kış öncesinde son birkaç hafta içinde alanda somut başarılar elde etmek için çırpınmaktadır.
Ürettikleri şiddetin büyüklüğü, alandaki acziyetlerini ve bu birleşik güçlerin bölgedeki başarısızlıklarını açıkça yansıtmaktadır. Keza bu son saldırılar, Suriye savaşını yöneten güçlerin Suriye Muhalefet Gücü’nün büyümesinden ve uçaksavarları olmamasına rağmen askerî somut başarılar elde etme kabiliyetlerinin gelişmesinden duydukları kaygının derinliğini yansıtmaktadır.
Ayrıca bu son Halep savaşı, her çeşit askerî ekipman ve cephanenin bir arada kullanıldığı kapsamlı bir operasyon olmuştur. Bu denli yoğun bir bombardımana başvurmaları, meselenin onlar açısından ne denli mühim ve ciddi olduğunu göstermektedir. Nitekim, Rusya ile İran, Rejim’i kurtarmak için başvurabilecekleri en ağır yöntemi denemiş bulunmaktadır.
Bombardımanın son derece yoğun olmasının bir başka amacı daha bulunmaktadır; sivil halk üzerinde en ağır baskıyı oluşturmak! Böylece Muhalefet’i Halep’ten ayrılma hususunda ikna olmaya zorlamak! Aynen daha önce Humus’ta ve Darya’da yaptıkları gibi. Bu operasyon neticesinde Rejim ve onu destekleyen güçler, alanda somut başarılar elde edebildiklerini göstererek yandaşlarına moral destek sağlamış olmayı ummaktadır.
Rusya’nın Suriye’de etkili olmaya devam etmesi, öncelikle Rus askerî gücünün finanse edilebilme kapasitesine bağlıdır. Çünkü Rusya, son derece derin ekonomik problemler yaşamaktadır. Bu noktada İran, bölgedeki Rus askerî gücünün ana sermayedarı olmakta, böylece Suriye halkının sistematik olarak yıpratılması sürecini yönetmektedir. İran, Arap devletlerinin bir çoğunun vurdumduymaz tavırlarından cesaret alarak, dahası Suriye savaşının devam etmesini isteyen bir kısım Arap devletlerinin de aktif desteğini alarak bu yıpratma sürecini sürdürmektedir.
Sivil halk üzerinde ağır baskılar kurmayı amaçlayan bu güçlerin bir diğer amacı da, insanları ülkenin kuzey sınırında oluşmaya başlayan güvenlik kuşağına doğru göç etmeye zorlamaktır. Elbette bu girişimin en büyük amacı da Türkiye üzerinde daha fazla baskı oluşturabilmektir.
Halep savaşı, iddia edildiği gibi soruna siyasi çözüm bulmanın başlangıcı değildir. Suriye meselesi için henüz ufukta bir çözüm görünmemektedir!
Çeviri: Fethi Güngör