Bölücü Terör örgütü PKK, Türk güvenlik güçlerinin kararlı operasyonları sonrasında can çekişme dönemine girdi. Kahraman güvenlik güçlerimize selam olsun. Terör örgütü PKK’nın Diyarbakır ve Van Ak Parti ilçe başkan yardımcılarına yönelik saldırıları bu çırpınışlarının en önemli göstergesidir.
Türkiye tüm terör unsurları ile kararlı mücadelesini halkının da desteği ile sürdürecek ve teröristlerin kökünü kazıyacaktır. Ancak, teröristlere verilen dış destekler ve Türkiye’nin bu mücadelesinde yanında durmayan müttefiklerimize karşı da artık tavırlarımız sert olmalıdır.
Terör eylemlerini savunan ve bunu haklı gören bir yayın olabilir mi? Bu yayına hangi ülke izin verebilir. ‘Bana dokunmayan yılan bin yaşasın’ mantığının yanı sıra, terör örgütlerini elindeki silah olarak gören ülkeler var ne yazık ki… Bunları hepimiz biliyoruz. Son örneği Almanya’dan. Bölücü terör örgütünün yayın organı Yeni Özgür Politika adlı sözde yayın organı ‘Kürdistan’da işbirlikçiliği yaşatmayacağız” tehdidini kullanabiliyor. Terörü ve teröristleri desteklemek ne zaman özgürlük olmuştur. Sözde bu yayın organlarını oralarda rahat tehdit etmelerini sağlayanlar bizim dostumuz olamaz.
Almanya artık kendine gelmelidir. Terör örgütlerinin açıkça terör eylemlerini savunanları yargıya havale etmelidir. Sözde yayın organları ve sivil toplum örgütlerinin terörü destekleyen eylemlerini ortadan kaldırmalıdır. Devlet olmanın da gereği budur. Almanya’ya karşı terör eylemleri yapan örgütleri Türkiye himaye etse acaba Almanya bu kadar rahat olur mu? Bunu böyle görmek zorundalar.
Terörle mücadele, devletin arkasında kararlılıkla duran iktidarın tek başına görevi değildir. Bütün siyasetçilerin, STK’ların ve milletin ortak görevidir. Fakat ne yazık ki bazı siyasi partiler de terör örgütünün himayesinde siyaset yapmaktadırlar. HDP terör örgütü PKK’nın partisi konumundadır. İnkar eden de yok zaten. Terör eylemlerini asla da kınamıyorlar. Kendi kendilerini kınayamadıklarından tabi ki. Ama adalet kendilerini gelip bulunca demokrasiden dem vuruyorlar. CHP’de aynı yolda. Terör örgütleri PKK ve FETÖ başta olmak üzere diğer uzantıları ile kol kola yürüyorlar. Yürüyüşün adına da ‘Adalet’ diyorlar. Yersen!..
Güneydoğu’da terör örgütü can çekişme noktasına geldiğini hepimiz görüyoruz. Bunu hazmedemeyen odaklar yeni projeler peşinde. Bu projelerden bir tanesi Kemal Kılıçdaroğlu’nun yürüyüş projesidir.
Vatan, bayrak ve ezan için canını ortaya koyup mücadele edenler kazanacaktır. Bölücü teröristlerin hedefi altında mücadele eden bir isimden bahsedeceğim. Devlet-Millet kaynaşmasının mimarlarından biri… Hakkari Ak Parti 26. Dönem Milletvekili adayı Mehmet Fırat. Birkaç gün önce gece Mehmet Fırat’a teröristler suikast girişiminde bulundu. Evine kadar gelen teröristleri kardeşi fark etti ve müdahale edince teröristler kaçtı. Mehmet Fırat’a suikast düşünen terör örgütü, Fırat’ın milleti devletle kaynaştırma projesini yok etmeyi amaçladığını unutmamalıyız.
Canlarımız ve mallarımız elbette ki Allah’ın (c.c) elindedir. Bu mücadele bu inançla yürütülmedikçe de başarı sağlanamaz. Bu inanç bizleri başarıya götürüyor. İmanımız ve mücadelemiz tüm terör unsurlarını yerle bir edecektir. Şehadet mertebesine vatan, bayrak ve ezan için yürüyen şehitlerimiz gibi, Mehmet Fırat gibi kahramanlarımız da bizlere örnek olmaktadır. Tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum. Allah (c.c) şehadetlerini kabul etsin. Gazilerimize şükranlarımı sunarım. Küfür ve Hakk’ın mücadelesi dünya var oldukça vardır. Bizlerin safı zaten belli.
Selam ve dua ile…