Siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi suçu

Abone Ol

Siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 114. maddesinde düzenlenmiştir. Bu hükümde koruma altına alınan siyasi haklar; “Bir kimseye karşı;

a) Bir siyasi partiye üye olmaya veya olmamaya, siyasi partinin faaliyetlerine katılmaya veya katılmamaya, siyasi partiden veya siyasi parti yönetimindeki görevinden ayrılmaya,b) Seçim yoluyla gelinen bir kamu görevine aday olmamaya veya seçildiği görevden ayrılmaya, Zorlamak amacıyla, cebir veya tehdit kullanan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” Şeklindedir.

Siyasi partinin faaliyetlerinin engellenmesi ise 114. maddenin 2. fıkrasında şu şekilde düzenlenmiştir; “Cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla bir siyasi partinin faaliyetlerinin engellenmesi halinde, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.” Şeklindedir.

1982 Anayasası’nda “siyasi haklar ve ödevler” başlı altında yer alan; vatandaşlık, seçme seçilme ve siyasi faaliyette bulunma, siyasi partiler kurma, partilere girme ve partilerden çıkma, kamu hizmetlerine girme, dilek ve şikayette bulunma hakları siyasi haklardan sayılmıştır[1].

Siyasi haklar, vatandaşların siyasal iktidarın oluşumuna ve kullanımına katılmasını sağlayan haklardır. Kişi siyasal partilere üye olabilirken, seçme ve seçilme yeterliliğine sahipken, çeşitli siyasal kuruluşların veya oluşumların işleyişinde görev alıp yetkiler kullanırken; siyasal iktidarın kararlarına katılmakta, siyasi ve idari kararları etkileyebilmekte ve aynı zamanda bu kararların yerine getirilmesinde de söz sahibi olmaktadır[2].

Böylece birey, toplumsallaşmasını kendi hür iradesi ile yerine getirmekte ve ona bu imkanı veren siyasi haklar da, demokratik hukuk düzeninin temelini oluşturmaktadır[3].

Bu suçla, yalnızca bireyin siyasi hakları değil aynı zamanda devletin siyasi düzeni de korunmaktadır. Kişinin özgür iradesi dışında siyasi haklarını kullanmaya zorlanması, bu hakların kullanılmasına engel olunması devletin siyasi fonksiyonlarını yerine getirmesini zorlaştırmaktadır[4].

Siyasi haklardan sadece vatandaşlar yararlanabileceği için ve bu hakları kullanabilmek için bir devlete yurttaşlık bağı ile bağlı olmak gereği, vatandaşlık hakkının önemini ortaya koymaktadır[5]. Bundandır ki bu suçun mağduru yaygın görüşe göre vatandaştır[6]. Bu suç açısından fail için ayrıca bir vasıf aranmadığından suçun faili toplumu oluşturan herkes olabilir.

Daha ağır cezayı gerektiren nitelikli unsur

 

TCK’nın 119. Maddesi; Ortak hüküm başlığı altında; “…Siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi… suçlarının” daha ağır ceza verilmesini gerektiren nitelikli unsurlarını ortak bir hüküm altında düzenlemiştir. Bu hükme göre;”

a) Silahla,

b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle,c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,e) Kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle, İşlenmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır.” Şeklinde yaptırım altına alınmıştır.

Bir kimseyi, siyasi partiye üye olmaya veya olmamaya, siyasi partinin faaliyetlerine katılmaya veya katılmamaya, siyasi partiden veya siyasi parti yönetimindeki görevinden ayrılmaya, seçim yoluyla gelinen bir kamu görevine aday olmamaya veya seçildiği görevden ayrılmaya zorlamak amacıyla bilerek ve isteyerek cebir veya tehdit icrası suçun manevi unsurunu oluşturur. Failin bir amaç ile hareket etmesi kastın yanı sıra bir manevi unsur olarak aranmıştır[7]. Ancak cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla bir siyasi partinin faaliyetlerinin engellenmesi durumunda, failin belirli bir saikle hareket etmiş olması gerekmez, fiilin kasten işlenmesi yeterlidir.

Sırf hareket suçu olan siyasi haklarının kullanılmasının engellenmesi suçuna teşebbüs, icra hareketlerinin tamamlanamaması durumunda geçerli olabilecektir.

Siyasi hakların engellenmesi suçu, savcılık tarafından takip edilir, bu suçta şikâyetin varlığı aranmaz. Fail TCK’nın 114/1 fıkrası uyarınca; bir kişinin siyasi hakların kullanılmasını engelleyen kişi; bir yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bir siyasi partinin faaliyetinin engellenmesi durumunda ise; fail 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacaktır.

[1] Artuk, Gökcen,Yenidünya, Özel Hükümler, Adalet Yayınevi, 15. Baskı, Ankara, 2015, s.394.

[2] Bayraktar, Köksal, Siyasal Suç, İstanbul 1982, s.59; Erdoğan, Mustafa, Anayasal Demokrasi, Ankara 1996, s.151.

[3] Bkz. Kalaycıoğlu, s.143-146.

[4] Artuk, Gökcen, Yenidünya, A.g.e. s.395.

[5] Artuk, Gökcen, Yenidünya, A.g.e. s.398.

[6] Erem, Siyasi, AÜHFD, s.84; Yarsuvat, Siyasi, s.111.

[7] Artuk, Gökcen, Yenidünya, A.g.e. s.402.