Siyaset…

Abone Ol

Memlekette vatandaş siyasetin içerisinde doğuyor.Kahvesinden, cafesine, lokantasından restaurantına kadar her yerde, siyaset varlığını hissettiriyor. Nereye gitsek sürekli siyaseti muhabbetler içerisinde buluyoruz kendimizi.  Siyaset konuşmakla kalsak iyi, resmen şiir gibi satır satır yaşıyoruz.  Öyle bir memlekette yaşıyoruz ki, siyasetin içerisinde mutlaka olmak zorunda kalıyorsunuz.

Ancak , vatandaş olarak siyasetin içerisinde almış olduğumuz pozisyonda bir sorun görüyorum. Bu sorunda beni gerçekten uzun zamandır sıkmaya başladı.

Ben siyaseti siyasetçilere bırakmanın daha olduğuna inanıyorum. Vatandaş için bu kadar siyaset ile haşır neşir olmayı doğru bulmuyorum. Siyaset konuşmayı bırakın demiyorum. Sadece daha normal ölçülerde konuşulması gerektiğine inanıyorum. Üç beş televizyon kanalından aldığı bilgilerle, yada birkaç internet sitesinden okunan bilgilerle siyaset profosörü olan insan dolu her taraf. Herkes bir siyasi söylemler içerisinde, sokağında, evinde, işyerlerinde diline geleni söylüyor herkes.

Sonuç ne oluyor ; Tartışma, kavga, küskünlükler ve ayrışma..  Yani aslında bu denli siyasetin içerisinde olmak vatandaşı birbiri ile ayrıştırmaktan başka bir şeye yaramıyor. Çevremizde siyaset yüzünden birbiri ile konuşmayan dünya kadar insan var.

Bu kadar siyasetin içerisinde olmanın bize kattığı artı bir değer varmı ? Kesinlikle HAYIR!

Özetlemek gerekirse siyaset, enerjimizi, zamanımızı ve çevremizle ilişkilerimizde sorunlar çıkarıyor.

Siyaseti sevmeyen ve düşman olan birisi olduğumu düşünmeyin, sadece siyasetin bu denli merkezleşmiş olmasını normal görmüyorum. Yoksa ülke olarak zor günlerden geçtik ve geçiyoruz, bu durumlarda elbet siyaseti konuşacağız. Konuşmanın ötesinde, farklı ve yarım fikirlerle birbirimize zarar vermekten vazgeçip, teknik direktör olmadan seyirci olmayı tercih etmemiz gerekiyor.

Ülkede vatandaşı geçip yazarlara geldiğimizde de konu değişmiyor. Milletin aklını karıştırmaktan başka işe yaramayan dünya kadar gereksiz yazar çizer bir kesim var.Sürekli bunların siyasi kavgaları seyredip duruyoruz. Birilerine hakaret etmeyi popülerite sanan, gereksiz cümlelerle hit kazanmaya çalışan tiplerden bıkılmış durumda. Siyaseti yazmaları yada sürekli siyasetin içerisinde olmaları da mesele değil, asıl mesele bu kadar köşe yazarının sadece siyasetle ilgileniyor olması. Ülke insanı olarak dilden, eğitime, kültürden, teknolojiye kadar öğrenilmesi gereken çok ciddi meselelerimiz var. Herkes kendisine düşen görevi icra etmesi gerekirken, sürekli birilerine taş atıp durduklarını seyrediyoruz.  Yani illa siyaset yazarı olman ve birilerine taş atman gerekmiyor, en iyi bildiğin meseleleri yaz ki , bu memleketin insanları sadece siyaseti değil, diğer fikir ve düşünceleride konuşmaya başlasın.

Ülke olarak yazarından, kişisel gelişimcisine, öğretmeninden, siyasetçisine kadar herkes kendi çizgilerinin içerisinde kalıp var olan işini en iyi şekilde geliştirmesi gerekiyor. Bu kadar siyaset konuşan bir nesilin, teknoloji de edebiyatta, fen’de eksik kalmaması gerekiyor. Siyaseti siyaset yapanlara bırakıp, hayatta var olmamızın asli görevlerini icra etmemiz gerekiyor.  

Memleket teknoloji’de tamamen dışa bağımlı, daha çok teknoloji konuşan gence, daha araştırmacı yazara, daha iyi eğitim veren öğretmene, daha bilinçli doktora ihtiyacımız var.

Youtube videolarına bakarsanız, Türkiye’deki videoların çoğunluğu siyaset, komedi,futbol ve eğlence oluşturuyor. Eğitim videoları izlenmiyor bile. Vatandaş sosyal medya, komedi, eğlence, spor ve siyasetle yatıp kalkıyor. Bu gidişat farklı ülke insanları için normal olabilir, ancak bizim ülkemiz için normal değil. Henüz kendi teknolojisini üretmemiş, yeterki kitap okuma seviyelerine varılmamış bizler için normal değil, olmamalıda. Müslüman isek, zamanı israf etme lüksümüz olmamalı.

Hadi herkes kendi mevzisine dönsün… Domatesler sulanacak, bilgisayarlar tamir edilecek, kitaplar yazılacak, çocuklara hikayeler anlatılacak, yerli araba yapılacak, tıpta kansere çare bulunacak vs vs…