Siyasal partilerin ayakta kalabilmesinin sırları…

Abone Ol

Siyasal partilerin ilk olarak ABD’de ortaya çıkmasından sonra dünya genelinde demokrasiyi benimsemiş ülkelerce insanların ülke yönetimine katılması için siyasal partilerin kurulduğunu ve bu partilerin belli bir süre sonra misyonunu tamamlayarak ortadan kalktığını biliyoruz. Türk siyasi tarihinin yanı sıra dünyada da birçok ülkede doğmuş, büyümüş veya da hiç büyümeden kapanmış parti örnekleri bir hayli mevcut.

Siyasal partilerin kendine oy veren kitleleri memnun etmesi veya kendini destekleyen sivil toplum kuruluşları ile kararlar alması, kendine yakın olanları yönetim kademelerinde görevlendirmesi hemen hemen her ülkede oligarşinin tunç yasasının uygulandığını gösteren uygulamalar olarak kabul edilebilir gibi dursa da artık sıradanlaşmasından rahatsız olan nesillerin varlığı dikkat çekiyor.

Son dönemlerde özellikle postmodernizmin etkisi ile artık oligarşinin tunç yasasının sıradanlığına karşı meydan okuyan nesiller her ülkede kendini hissettirdi desek yanlış olmaz. Tabi bu hissettirmenin derecesi ülkeden ülkeye değişmektedir diye de ekleyelim. Nepotizm nasıl her ülkede varsa derecesi de her ülkede aynı değil. Ama en çağdaş, demokratik veya medeni ülkede bile nepotizmin ortadan kalktığını söyleyemeyiz.

Ama önceki dönemlerden daha farklı olarak artık özellikle gelişen ve gelişmiş ülkelerde durum değişmiş gibi duruyor. Kitle iletişim araçlarının etkisi ile siyasal partilerin belediyelerde, kamu kurumlarında vb. yerlerde nepotizme benzer haksız uygulamaları anında insanlar tarafından öğrenilip yıllarca toplum içinde dile getirilerek etkisini koruyabiliyor.

Siyasal partilerin günümüz Türkiye’sinde ayakta kalabilmesi adına ortadan kaldırması gereken en önemli faktör ise nepotizmin yanında belediyelerde veya kamu kurumlarında yapılan yolsuzluklar ve bazı yanlışların olduğunu söyleyebiliriz. Sadece iktidar partisi ile değil muhalefet partilerininde hâkim olduğu belediyelerde veya çeşitli işletmelerde durum düzeltilmezse ileriye dönük siyasal partilerin ayakta kalma ihtimali yok gibi. Yeni nesillerin önceki dönemlerdeki insanlar gibi ideolojik anlamda partilere olan bağlılığı ger geçen gün düşerken bu durum daha da dikkate alınmalı diyebiliriz.