Sistem mekaniği açısından başkanlık

Abone Ol

Kopan fırtınaya baktığımda, acabadiyorum, CHP ve HDP işin başından beri çıkaracağı çıngara mesnet olsun diye mi Anayasa değişikliklerine ısrarla rejim değişikliği diyor? Bu tadilatın 177 maddelik mer’i Anayasa’nın sadece 18 maddesini içerdiğini, yapılan şeyin bir rejim değişikliği değil sistem dizaynı olduğunu bile bile neden muhalefetlerini bir yanlışın üzerine bina ettiler?

Aslında teklifin hazırlanma aşamasından ve Meclis’e getirilmesinden çok önce “Seni başkan yaptırmayacağız” diyerek başlamışlardı yanlışı inşa etmeye. Pek tabii bu değişikliklerin mevcut Cumhurbaşkanı’nın şahsıyla mukayyet olmadığını bildikleri halde. Haziran ve Kasım seçimlerinde iş yapmayan bu argümananeden hâlâ müşteri beklediklerini anlamak gerçekten mümkün değil. İyi ki de değil zira enerjimizi , kendini Meclis kürsüsüne kelepçelemek gibi çocuksu komikliklere aynı seviyede  cevap vermeye harcamaktan ziyade yapılmak istenenle neyin murat edildiğini anlamaya sarf etmek daha evlâdır her halde…

Şöyle…

Malûmunuz, mekanik, cisimlerindeğişik kuvvetler altında ne tür davranışlar göstereceğini inceleyen bir bilim dalı.Uygulanan kuvvetler zıt yönlerde ve eşit büyüklükte ise cisim stabil kalıyor aksi durumda büyük kuvvetin yönünde harekete geçiyor.

Türkiye Cumhuriyeti’ni, vatanı, milleti, devletmekanizması, jeo-stratejik konumu, tarihi ile bir sistem olarak düşünebiliriz. Bu sistem, ilerleme yönlü kuvvetlerin yanında, statik konumda kalmasını ya da geri gitmesini arzulayanların uyguladıkları kuvvetler altında devinimini sürdürüyor. Müteşebbis bir ruha sahip insan kaynağı, coğrafyası, tarihten gelen bilgi ve tecrübe birikimi, tabiî kaynakları sistemi ileri hareket ettirecek kuvvetler olarak yer alırken; kuvvetler ayrılığının tam oturtulamamış olmasından kaynaklanan çekişmeler sonucu gittikçe hantallaşan bürokratik yapı, küreselsistemin baskıları, içeridenhıyanetler, terör ve çevre ülkelerdeki sıkıntıların yansımaları blokaj etkisini oluşturuyor.

Kütlemizin iri oluşu zaten sistemi ileri doğru harekete geçirmek için büyük enerji gerektirirken üzerimizdeki bu baskılar sürtünme kuvvetini artırıyor ve kalkınmayı imkânsız hale getiriyor.

Bu durumdan kurtulmanın yolu, değiştiremeyeceğimiz şartları suçlayıp durmak yerine, mevcut statükodan beslenen blokaj sistemini çözmekten geçiyor.

Anayasa değişiklikleriyle getirilecek olan başkanlık sisteminin özü tam olarak budur.

Kuvvetler ayrılığı ilkesi biraz daha belirginleştiriliyor ve halk tarafından seçilerek göreve gelecek yürütme erkinin meşruiyeti sağlamlaştırılıp daha güçlü icraatta bulunması sağlanıyor.

Sadece koalisyon dönemlerinde değil, on dört yıldır süren tek parti iktidarında dahi sık sık başvurulan bakan değişiklikleri ve farklı siyasi baskılar yüzünden vaktinin büyük kısmını “Dur bakalım, seçim olsun görelim ne olacak, yeni bakan işi bir öğrensin, kızağa mı çekileceğim?” bekleyişleriyle geçiren bürokrasinin, ezelî “Sistem Freni” yapısı “Başkan’a bağlıyız, 4 yıl buradayız, başarımız geleceğimizi şekillendirecek o halde işimize bakalım” anlayışına evrilsin isteniyor.

Yürütmeyi ilgilendiren kararların hızlı alınması ve uygulamaya konulmasıyla kütle önce harekete geçsin sonra da sürdürülebilir kalkınmayı yakalayabilelim gayesi gözetiliyor.

Sürtünme ve zıt yönlü her tür kuvvetin toplamından daha büyük bir kuvvetle itilen cisim, kuvvet sabit olsa da hareketine hızlanarak devam eder.

Mekanik böyle diyor…