CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz başkanlığındaki bir heyet Kılıçdaroğlu’nun talimatıyla çeşitli temaslarda bulunmak üzere Kahire’ye gitti.
Heyet Cumartesi günü Mısır Parlamentosu Başkan Vekili ve grup başkanlarıyla görüştü.
Mısır medyasına göre görüşmede CHP heyetinden Mısır’daki durum hakkında TBMM’ye gerçekleri anlatmaları ve ülkenin tam bir istikrara sahip olduğunu söylemeleri talep edildi.
Mısırlı milletvekillerinin bir diğer talebi de Mısır’ın iç işlerine karışmakla suçladıkları Türk hükümetine karşı güçlü bir cephe oluşturulması yönündeydi.
Darbeye ve darbecilere sempatisi olduğunu bildiğimiz CHP’nin bu ziyaretinin Abdülfettah El Sisi’ye moral verdiği kesin.
Cunta liderinin bugünlerde her türlü moral desteğine ihtiyacı var.
Çünkü kendisini bir yanda hiç birini çözemediği ve her geçen gün büyüyen iç sorunlar, diğer yanda darde destekçilerinin ve finansörlerinin alternatif arayışları sıkıştırıyor.
Fakat bunlardan daha da önemlisi Batı’dan gelen baskı.
İtalyan doktora öğrencisi Giulio Regeni’nin Mısır güvenlik güçlerince gözaltına alındıktan sonra işkence edilerek öldürülmesi olayı Abdülfettah El Sisi’nin bugünlerde en büyük baş ağrısı.
İtalya, cinayetin peşini bırakmıyor ve olayın her yönüyle aydınlatılarak faillerin cezalandırılmasını istiyor.
Cesedi bulunduğunda İtalyan gencin trafik kazasında öldüğünü öne süren Mısır İçişleri Bakanlığı önceki gün yeni bir yalan uydurdu.
Regeni’nin kendilerine polis süsü veren bir grup çete üyesi tarafından katledildiğini ve çete üyelerinin de güvenlik güçlerinin gerçekleştirdiği bir operasyonda öldürüldüklerini açıkladı.
İtalyan gence ait olduğunu ve çete üyelerinin yanında bulunduğunu iddia ettiği birtakım eşyaların görüntülerini yayınladı.
Mısır İçişleri Bakanlığı’nın uydurduğu bu asılsız hikâyeye doğal olarak hiç kimse inanmadı.
Gözaltına alınıp işkenceyle öldürülmeden önce Regeni’yle aynı daireyi paylaşan Mısırlı avukat Muhammed El Seyyid, görüntüleri yayınlanan çantanın ve eşyaların İtalyan gence ait olmadığını söyledi.
“O güneş gözlüğü kesinlikle Regeni’nin değil” dedi.
Mısır İçişleri Bakanlığı, İtalyan doktora öğrencisini uyuşturucu müptelası gösterebilmek için çantanın içine bir parça uyuşturucu koymayı da ihmal etmemişti.
Avukat El Seyyid ise daire arkadaşı Regeni’nin asla uyuşturucu kullanmadığını açıkladı.
Anlaşılan cunta o kadar büyük bir panik içinde ki, İtalyan öğrencinin uyuşturucu kullanıp kullanmadığının otopside ortaya çıkacağını dahi düşünememiş.
Hikayeye hiç kimse inanmayınca da çark etti.
Mısır İçişleri Bakan Yardımcısı Ebubekir Abdülkerim, Kahire ve çevresinde gasp ve soygun suçları işleyen bir çetenin ele geçirildiğini söylediklerini ama kesinlikle Regeni’nin katillerinden bahsetmediklerini söyledi.
“Çete üyeleri” ve “Regeni’nin katilleri” denilerek yargısız infazla katledilenlerin gerçekten suçlu olup olmadıklarını soran elbette olmayacak.
Çünkü onlar Mısırlı.
Abdülfettah El Sisi liderliğindeki cunta, çeşitli yalanlarla ve Batı’nın da desteğiyle onlar gibi yüzlercesini katletti.
New York Times’ta Cuma günü “Time to think U.S. Relationship With Egypt” başlığıyla yayınlanan makalede Amerika’nın Mısır’la ilişkilerini gözden geçirmesi ve Abdülfettah El Sisi sonrasına hazırlanması öneriliyor.
Avrupa Birliği’nden de Kahire’ye insan hakları ihlalleri nedeniyle “Sabrımızın da bir sınırı var” mesajları gönderiliyor.
Tam da böyle bir ortamda CHP heyetinin ziyareti Sisi’ye ilaç gibi gelmiş, kısa süreli de olsa baş ağrılarını hafifletmiştir.