İslami Direniş Hareketi (Hamas) Siyasi Ofisi Başkanı İsmail Heniyye’nin Tahran’da suikastla şehit edilmesinin ardından hareketin liderliğine Yahya es-Sinvar seçildi.
Halid Meşal ve Musa Ebu Merzuk gibi deneyimli isimler yerine Hamas’ın “şahinlerinden” kabul edilen Yahya es-Sinvar’ın seçilmesinin hareket açısından artıları ve eksileri var.
Aslına bakılırsa “Aksa Tufanı Operasyonu’nun mimarı” Yahya es-Sinvar o günden bu yana Hamas liderliğini de fiilen ele geçirmiş, hareketin Doha’daki liderlerine gönderdiği ültimatom niteliğindeki mektupta kendisinin onayı olmadan ateşkes anlaşmasına imza atılmaması uyarısında bulunmuştu.
Diğer bir ifadeyle, Yahya es-Sinvar’dan başkası seçilseydi herhangi bir kararda zaten onun onayını almak zorunda kalacaktı.
Dolayısıyla Hamas’ın kâğıt üzerindeki liderinin ve “defakto” liderinin farklı kişiler olmasının getirdiği sorun çözüldü.
Artık tek bir karar verici var, o da “Ebu İbrahim”Yahya es-Sinvar.
İsrail ve ABD, Katar’da ikamet eden Hamas liderlerine Doha aracılığıyla baskı yapıyordu.
Hamas’ın yeni liderinin Gazze Şeridi’nde ikamet ediyor olması hem Katar’ı hem de hareketin Doha’da ikamet eden liderlerini söz konusu baskılardan kurtardı.
Washington Katarlılara artık “Koşullarımızı kabul etmezse Hamas liderini kovun” diyemeyecek.
Yahya es-Sinvar’ın Hamas hareketininsiyasi büro başkanı seçilmesi, bir numaralı ismini koruma konusunda harekete avantaj sağlayacak.
Salih el-Aruri ve İsmail Heniyye’ye Beyrut’ta ve Tahran’da düzenlenen suikastlar Gazze Şeridi’ndeki tünellerin şu an Hamas liderleri için en güvenli yer olduğunu gösterdi.
Hamas, Yahya es-Sinvar’ı tercih ederek İsrail’eâdeta meydan okudu ve sonuna kadar savaşmaya kararlı olduğu mesajını verdi.
Filistin direnişi karşısında mutlak zafer peşinde koşan Netanyahu da zaten ateşkes ve esir takası anlaşmasına yanaşmıyordu.
Yahya es-Sinvar’ın Heniyye’nin halefi seçilmesi, Gazze Şeridi’nde savaşın yakın gelecekte sona erme ihtimalini iyice azalttı.
ABD ve Avrupa, Hamas’ın yeni liderini “7 Ekim eyleminin baş sorumlusu” kabul ediyor.
Netanyahu’nun bunu,işgal ordusunun Gazze Şeridi’ndeki katliamlarına devam etmesine bahane olarak kullanacağı kesin.
Filistin dışında ikamet eden Halid Meşal ve İsmail Heniyye, birçok ülkeyi ziyaret ederek görüşmeler gerçekleştiriyorlardı.
Yahya es-Sinvar’ın Hamas’ı Gazze Şeridi’ndeki tünellerden yönetmesi kolay olmayacak.
Herhangi bir vesileyle dışarıya çıkması hâlinde ise işgal güçleri tarafından hedef alınma riski doğacak.
Hamas’ın yeni lideri, hareketin İran, Hizbullah ve Suriye rejimiyle ilişkilerini güçlendirmesi taraftarı.
“İran’ın adamı” olarak nitelendirilmesinin ve Hamas’ın tamamen İran yanlıları tarafından ele geçirildiği yorumları yapılmasının sebebi de bu.
Tahran’ın planlarına angaje olmanın Hamas’a ne kazandırıp ne kaybettirdiği ileride daha net görülecek.
Yahya es-Sinvar, işgal güçlerine teslim olmaktansa savaşarak şehit olmayı tercih eden bir lider.
Ancak bu aynı zamanda işgal ordusunun Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarının devam etmesi anlamına geliyor.
Ne yazık ki Yahya es-Sinvar’ın derme çatma çadırlara sığınan ve güvenli bölge arayışıyla sürekli yer değiştirmek zorunda kalan masum sivilleri koruyacak gücü ve imkânı yok.