Son zamanlarda bakıyorum, ailelerin çoğunlukla iki çocuğu var. “Neden iki çocuk?” dediğimde, ilginç cevaplar alıyorum. İşin daha da ilginci bu cevaplara inanıyorlar. Ben çok çocuktan yanayım ve bana göre haklı gerekçelerim var fakat kimileri de elbette çok çocuk istemeyebilirler, onlarında kendilerine göre haklı gerekçeleri vardır. Ben sadece, çok çocuk istememe tarzında görünen bir anlayışın, hayatın hemen her alanında görülen bir değişimden kaynaklandığını düşünüyorum ve biraz temas etmek istiyorum. Normalde, insan kendisini bağlayan bir karar alır ve hayatını buna göre devam ettirir fakat bizim toplumumuzda bu iş böyle yürümüyor. Üçüncü çocuğunu bekleyen bir tanıdığını görse, ağzına geleni sayıyor. Aklını peynir ekmekle mi yediğinden tutun da, bu devirde çocuk yetiştirilir mi ye kadar söylemediğini bırakmıyor. Üstelik bunu her gördüğünde söylüyor. Bu tarz baskılardan dolayı yakın akrabalarına gidip gelmeyi kesen hanımefendiler var. Bu insanlar, herkesin adına düşünme, karar alma ve bu alınan kararı hayata geçirme konusunda, söz söyleme yetkisini kendisinde buluyor ve hatta baskı yapıp psikolojisini bozmaktan da çekinmiyor.
Bana göre, aslında fıtratı onu da çocuk istemeye sevk ediyor fakat o, ürettiği gerekçelerle kendisini bu zenginlikten mahrum bırakıyor. Bunu göze alanları ise kendisine benzetmek için taciz ediyor, haddini aşıyor. Yoksa kimsenin çocuğu kimseyi ilgilendirmemeliydi.
Benim şahit olduklarım açısından duruma şöyle bir bakacak olursak, iki çocuktan fazla olmasın diyenlerin bir de tutumlarına bakalım.
1-Bu çocukların eğitimi için yana yakıla eğitim görüyorlar, durmadan kendilerini eğitiyorlar, zamanlarını eşi ve çocuklarıyla dolu dolu geçiyorlar. Eğer üçten çok çocukları olursa onlara bu kaliteli eğitimi veremeyecekleri ve çocuklarını ihmal edecekleri endişesi ile mi bunu söylüyorlar? HAYIR.
2-Açlık düzeyinde fakirler. Rabbim onları ağır bir ekonomik yetersizlikle imtihan ediyor. Bir çocuk daha olsa aç kalacak, bundan dolayı mı? HAYIR.
3-Doktor kendisine bir daha hamile kalırsan ölürsün mü dedi? HAYIR.
4-Kendisinin mevcut işlerini göremeyecek derecede bedensel ya da psikolojik rahatsızlıkları var ve tedavi oluyor. Doktor bu yüzden doğum yasağı mı koydu? HAYIR.
5-Kendi annesinin az çocuğu var da oradan edinilmiş bir görgü ile mi çocuk istemiyor? HAYIR.
6-Rabbimiz (c.c) haşa, “Ey kullarım, herkese bu sabrı ve anlayışı vermem” dedi de ondan dolayı mı “sabredemem, yapamam” diyoruz? HAYIR.
Bu “hayır”ları daha da çoğaltmak mümkün. İnternette önüne geleni takip edebilmek için gerekli vakti çocuk olunca bulamama riski var. Ne eşine ne de çocuklarına, sabır, anlayış, hoşgörü ve merhamet göstermek yerine, bunların kendilerine sunulması gerektiğine dair algı var. Sadece okuyup geçtiğimiz ve kendimizi eğitmediğimiz şu hayat sahnesinde, çocuk bahane. Asıl maksat, Hak’tan kopmuş olan yüreğimizin sesini olmadık şeylerle susturmaya çalışmaktır. İki çocukla da mutlu olmayan biz anneler, boşuna çocuk sayılarımızı azaltmak yerine, anlayış ve yaşayış olarak Hakkı ve hakikati baz alsak, iki çocuk sendromunda kurtulacağız inşallah.