TÜRKİYE, dünyanın en önemli jeopolitik merkezlerinden biri…
Ve Türkiye’nin merkezinde olduğu dünyada, kaos üzerine kurulu bir denge hesabı yapılmaya çalışılıyor.
Anadolu ve Mezopotamya’ya egemen olan güç, bu dengenin de başat unsuru olacak.
Dolayısıyla ortadaki tabloya göre durum şudur ki, bu kaos hesabı, 1. Dünya Savaşı’nda açığa çıkarılan akılla aynı mantalitede yürütülmektedir.
Bu topraklar o savaşı tüm derinliğiyle hissetmiş, fevkalâde bir iman, azim ve kararlılığın yansıdığı Millî Mücadele’nin de zemini olmuştu.
Bugünün kaos peşinde koşan aklının o günkü yaverleri, gösterilen direniş ve nihaî zaferimize Sevr gibi bir paçavrayla karşılık vermişlerdi.
Ancak o aşağılık metni anlayan, kavrayan ve cevap olarak onu yırtıp atan irade, âdeta parlamıştı.
Evet, Sevr’i yırtmak için, onu anlamak ve kavramak lâzımdır!
Sevr’i yırtmak için, bu toprakların geleceğine kararlılıkla bakmak, bu toprakların insanı olmak ve bu toprakları anlamak lâzımdır!
Yaklaşık yüz yıl önce dayatılan bu alçak teklifte bugün yeniden, hem de her fırsatta ısrar edildiğini müşahede ediyoruz.
Küresel güçler, daha önce yaptıkları gibi bizi Ankara ve çevresine hapsetmek düşüncesindeler.
Fakat bizim bir mîsakımız var!
Mîsak-ı Millî’miz var!
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu aklına sahip kadro, o gün Sevr’i yırtıp atan Gazi Paşa’yı anlamıştı.
Onun aslî vazifesini anlayan kadro, Mîsak-ı Millî’nin varlığına varlığını adamıştı.
Bu ruhun yeniden dirilmesi ve bugün de Recep Tayyip Erdoğan’ı anlaması şarttır!
Darbe plânları, Gezi Kalkışması, 7 Şubat, 17/25 Aralık, MİT TIR’larının durdurulması ve 15 Temmuz… Bunlar ve bunlar gibi türlü kumpasların cenderesinden geçen Türkiye’nin, evvelâ liderini anlaması elzemdir!
Fakat Sayın Erdoğan’ı anlamayan, anlayamayan türlü güruhun meylettiği bir algı süreci yaşanıyor.
Sevr’i anlamayan Kemalistler, Sevr’i anlamayan muhafazakârlar, Sevr’i anlamayan solcular, Sevr’i anlamayan sağcılar ve hülâsa, bu milletin parçası olmasına rağmen Sevr’i anlamayan ve kavrayamayan bir dolu yaklaşım sahibi, Sayın Erdoğan’a ve ülkemize nasıl zaman kaybettirdiklerinin artık farkına varmalılar.
Sayın Cumhurbaşkanımızın, “Bölgemizin yeniden yapılandırılmaya çalışıldığı şu kritik dönemde eğer durmaya kalkarsak, kendimizi bulacağımız yer, Sevr şartlarıdır” şeklindeki beyanını hatırlayalım.
İzmir’e Yunan ordusunu çıkaran gücün FETÖ’yü 15 Temmuz’a nasıl hazırladığını, bizi Musul’dan nasıl uzak tutmak istediğini, güneyimize nasıl bir PKK koridoru açmaya çalıştığını görelim.
Akdeniz’e PKK’yı çıkarıp Barzani üzerinden bağımsızlık bahanesiyle de facto yönetimler oluşturmak isteyen yapının plânını gören göz, önümüze sürülen yeni Sevr’in maddelerini de okuyabilecek ve anlayacaktır.
Yeni Sevr’in maddelerini anlayan sağcı da, solcu da, fikir opsiyonları arasına diktiği Berlin Duvarı’ndan kurtulacaktır; kurtulmak zorundadır!
Suriye’de, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, Türk Silahlı Kuvvetleri, Suriye’ye sahip çıkanlarla birlikte bugün yeni bir doğuşun habercisi olmak üzere konuşlanmaya başladı.
İdlib’e gerçekleştirilen bu çıkarmanın sesi, küresel tüm merkezlerden duyulmaktadır.
İdlib’e gerçekleştirilen çıkarmanın sesi, önümüze sürülen yeni Sevr’in yırtılma sesidir.
Sevr’i yırtan bu kararlılık, üçüncü bir Paris Konferansı’na müsaade etmeyecektir.
Bu millet Paris’te nasıl yedi düvele restini çektiyse, 15 Temmuz’da da yeni Sevr’e restini çekmiştir.
15 Temmuz’da Sevr’i göremeyen gözlerin, dindar olan veya olmayan, Atatürkçü olan veya olmayan, sağcı veya solcu hepsinin, vatan bildiğimiz bu topraklar üzerindeki küresel güç mücadelelerine karşı Kuvay-ı Milliye ruhunun temel olduğu bir sorgulamaya geçmesi elzemdir.
***
Türkiye’nin gerçekleştirdiği İdlib operasyonunun en önemli sebeplerinden biri, Akdeniz’e açılmak istenen terör koridorunun önünü kesmektir.
Bir önemli sebep de İdlib’e yönelik olarak, Esed rejimi ve Rusya’nın saldırısı hâlinde ikinci bir Halep trajedisine engel olmak düşüncesidir.
Bölgede yaşanacak yeni bir insanî trajedi, yine milyonlarca Suriyelinin Türkiye’ye göçü demektir.
Bu tür durumlarla karşılaşmamak için, İdlib’e önleyici ve caydırıcı bir unsur olarak girmek ve sorunu yerinde çözmek zorundaydık.
Fırat Kalkanı Harekâtı’yla temizlenen bölge ile İdlib arasında Silahlı Kuvvetlerimizin kuracağı köprü, PKK/PYD’nin Afrin’le olan bağlantısını kesecektir.
Böylece Afrin’den İdlib’e yönelik muhtemel bir PKK/PYD saldırısının da önüne geçilmiş ve bölgenin demografik yapısı korunmuş olacaktır.
Allah, Mehmetçiğimizi muzaffer eylesin!
***
@mkulunk: “Şaha kalkmış Türkiye’yi dizginleyemeyecekler, Türkiye kazanacak! #Erdoğan”