“Nihayetinde hatırlayacağımız düşmanlarımızın yaptıkları değil dostlarımızın sessizliğidir.”
Yüz yıl sonra bahşedilenin kıymetini bilenin, tereddütsüz ‘ölümüne’ meydanlara inenin, o kefeni sana yalnız giydirmeyiz diyenin, milletinin Reis’ine selamını getirdim.
Reis yalnız olduğunu söyledikten sonra, beslediğim muhabbetten olsa gerek yakın çevremden ve sosyal medyadan sanki O’nu yalnız bırakan benmişim gibi tepkiler aldım. Reis’in bunu neden söylediği birçok kez soruldu ve üzerime bu selam yüklendi.
Reis’in zor günlerinde kendisini yalnız hissetmesi maalesef ki normal. Ünlü bir devrimci devrimini yapıp iktidarı ele geçirdikten sonra yardımcısına dönüp “artık işimiz çok daha zor; çünkü bugüne kadar yanımızda hep samimi dava adamları vardı, bundan sonra ise etrafımız menfaatçiler ve hainlerle dolacak” demiş. Reis’in bugünkü durumunu bundan daha iyi izah edebilecek bir örnek olduğunu zannetmiyorum. Elbette Reis’in etrafındaki herkes kötü değil. Çevresinde, darbe girişimini haberini alınca bakan kimliğinin üzerine çıkarak arkadaşlarıyla beraber silahlanıp hainlerle savaşmaya gidenler, dört bir taraf silahlı teröristlerle doluyken vekil kimliğini bir yana bırakıp Reis’in yakın korumalığını yapanlar da var ama bu durum verdiğim örnekteki gerçeği değiştirmiyor.
Şu görülüyor ki etkili olabilmek, konumunu koruyabilmek veya daha iyi konumlara gelebilmek için bir şekilde Reis’in çevresine doluşan çok fazla kişi var. Bu kişiler Reis’e yapılan her saldırıda gücün el değiştirme ihtimaline karşı dik bir duruş göstermeye korkarak Reis’i yalnız bırakıyorlar. Geçmişte AK Parti’nin yıkılacağına, Reis’in ve yol arkadaşlarının da tasfiye olacağına ikna edildiklerinden dolayı Reis karşıtı saflara geçenlerin bugün içinde bulundukları rezil duruma düşmek de bunların diğer korkuları. Eski isimler milleti hesaba katmadan karar vermişlerdi bu yüzden kaybettiler.
Şimdikiler ise Reis’e karşı herhangi bir girişimin milletle küresel güçler arasında bir mücadeleye dönüşeceğini bildiklerinden, bu mücadeleyi de kimin kazanacağına karar veremediklerinden dolayı erken davranırlarsa herşey bittiğinde kendilerince yanlış tarafta kalmış olmaktan korkuyorlar ve bir şeyler belirginleşene kadar mücadeleyi geriden izlemeyi tercih ediyorlar. Bunlar, Bilge Kral Aliya’nın “Nihayetinde hatırlayacağımız düşmanlarımızın yaptıkları değil dostlarımızın sessizliğidir” sözündeki dostlardır. Reis’in “yalnızım” sözünün müsebbibi de işte bu dostların sessizlikleridir. Buraya kadar yazdıklarım bana gelen “reis neden yalnız hissediyor” sorularına verdiğim cevaptı, şimdiki sözüm ise Reis’e. Biz, dedelerimizin Sultan Abdulhamid Han’a sahip çıkamamasının dünyaya yaşattığı ızdırabın acısını yüz yıldır çeken bir milletiz. Bu acıyı torunlarımızın da yaşamaması için sen ne zaman “Ya Allah” desen biz de arkandan “Bismillah” diyeceğiz. Bazen sandığa gideceğiz bazen ölüme, bazen güleceğiz bazen üzüleceğiz ama ‘seni Abdülhamid’in yalnızlığında bırakmayacağız. Selam ve dua ile…