Refikimiz Akşam gazetesinin Ankara Temsilcisi duayen ağabeyimiz Emin Pazarcı, geçtiğimiz günlerde sosyal medya hesabında bir kampanya başlama çağrısı yapmış ve kendi adına bu mücadeleye başladığını ifade etmişti. Çağrısına yönelik ilgi ve destek öylesine büyüdü ki, mütevazı bir tepkime olmaktan öte ulusal boyutta ciddi karşılık buldu. Meğer bu konuyla ilgili duyulan muazzam bir rahatsızlık varmış ve sanki böylesi bir çağrı vesilesiyle açığa çıkma fırsatı bekliyormuş. Emin ağabey o paylaşımında şunları söylüyordu;
”Gelin bir kampanya başlatalım ve bu garabete artık son verilsin…
Hem “şehit” diyoruz, hem de resmi törenlerde onları uğurlarken Chopin’in çan sesleriyle başlayan Cenaze Marşı’nı çalıyoruz.
Üstelik elimizde büyük bestekâr Itri’nin Tekbir gibi bir eseri varken!
Açık söylüyorum, bu uygulama “şehitlik” anlayışına taban tabana zıt olduğu gibi şehitlerimizin manevi şahsiyetlerine de saygısızlıktır.
Nitekim homurdanmalar başladı. Şehit cenazelerinde Özel Hareket polisleri ve halk tepki gösteriyor artık Chopin’in Cenaze Marşı’na.
Ben mücadeleyi başlattım kendi adıma…
Siz de var mısınız? ”
Varız tabi Emin ağabey, olmaz mıyız ! Yanlış ve anlamsız bir uygulamanın, doğru ve münasip olanla değiştirilmesi adına verilecek her türlü mücadelede sonuna kadar varız ve bunu kendimize ulvi bir görev biliriz. Üstelik ”Vatan” uğruna -ki sahip olduğumuz tüm değerlerin mücessem hale gelmiş tanımıdır bu- savaşırken ebediyete uğurladığımız aziz şehitlerimizin ruhlarının ve manevi şahsiyetlerinin incinmesini engellemeye yönelik bir mücadeleyse bu, bizatihi kendimize iş edinir, gövdemizle, tutkumuzla, imanımızla girişiriz biiznillah !
Kaldı ki, Müslümanlıkla yoğrulan bu yurdun devletinden, kendisinin de bekası adına en değerli şeyinden;”yaşamından” vazgeçip ”Şehadet” mertebesine ulaşmış evlatlarının Ahiret yurduna Tekbir, Tehlil, Tahmid, Tesbih ve Salâvatlarla yolcu edilmesini sağlayacak bir düzenlemenin kati olarak yapılmasını isteyip beklemek çok bir şey midir?
Millet şehit cenazelerinde fiili olarak zaten belirttiğim şekilde bir uygulamaya gidiyor, evlatlarını dini ve milli olana göre Dar-ul Bekaya uğurluyor zaten. Ancak, o esnada bandonun icra ettiği Shopin’in Cenaze Marşı adlı eseri kabul edelim ki, çok alakasız, gereksiz ve trajikomik kaçıyor.
Mübarek İslam’ın yüzyıllar boyu sancaktarlığını yapmış bir milletin çocukları olarak aslında hepimizi inciten bu lüzumsuz uygulamadan, milli-dini olana rücu etmek her şeyden öte bunu sağlayanları tarihin fazilet sayfalarına altın harflerle kaydedecektir.
Son derece önemli bu kampanya çağrısıyla çok hayırlı bir işe öncülük eden Üstad Emin Pazarcı ağabeyimizi kutluyor ve şükranlarımızı sunuyoruz. Evvelki gün bu konuda yazdığı makalenin başlığı ” Şehit bizim, marş kimin? ” şeklindeydi ve şu sözlerle yazısına son veriyordu ki, kaleme aldığım bu yazıya da esin kaynağı oldu;
Bitsin artık bu Müslüman mahallesinde salyangoz satma uygulaması!
Eyvallah ve aleykum selam Emin ağabey!..