Hz. Peygamber (sav), Uhud´da hayatını kaybeden yetmiş şehitle ilgili olarak şunu bildirmiştir:
“Kardeşleriniz Uhud´da şehit olunca, Allah (cc) onların ruhlarını yeşil kuşların cevfine koydu. Cennetin nehirlerinden içerler, meyvelerinden yerler. Arşın gölgesinde asılı altından kandillerde yerleşirler. Yiyecek, içecek ve istirahatlerinin güzelliğini görünce, “Keşke, derler Cennette hayatta olup, rızıklandırıldığımızı biri dünyadaki kardeşlerimize haber verse. Ta ki, cihattan geri kalmasınlar, savaş esnasında kaçmasınlar.” Allah (cc), “Sizin bu halinizi onlara ulaştıracağım.” der ve şu ayetlerle bildirir:” (Ebu Davud, Cihad, 25)
“Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü sanmayın. Bilakis onlar diridirler, Allah´ın lütfundan kendilerine verdikleri ile sevinçli bir halde, Rableri katında rızıklandırılırlar. Arkalarından gelecek olanlara şunu müjdelemek isterler: Onlara hiçbir korku yoktur ve onlar üzülmezler. Allah´tan bir nimeti ve lütfu ve Allah´ın mü´minlerin ecrini zayi etmeyeceğini müjdelemek isterler.” (Âl-i İmran, 3/169-171)
Tarihi kahramanlık destanları ile dolu, şehit oğlu şehit Türk askeri ‘Zeytin Dalı’ operasyonu ile yeni bir destan yazıyor. O destanlar yazılırken şehadeti tadanlar işte yukarıda müjdelenen şerefli makamlara nail olanlardır. Ne mutlu onlara…
Afrin’de şehit düşenlerden birinin hayatını yazacağım bugün.
Ali Gümüş… Aslen Karamanlı, ancak ilköğretime başladığı yıldan bu yana baba evi Mersin’in Mut ilçesinde yaşadı. Öğrenim hayatına başladığı ilk yıllardan itibaren spora olan düşkünlüğü, derslerinde gösterdiği başarı ile bir çok öğretmeninin dikkatini çekmeyi başardı Ali… Okul hayatı boyunca okulun futbol takımı ve atletizm takımında yer aldı.
Spora olan düşkünlüğü onu hayatı boyunca daima disiplinli olmaya mecbur bıraktı. Ali, atletizm dalında ilköğretim okulunda dereceler elde etti. Mensubu olduğu her camiayı şerefle temsil etme gayreti gösterdi.
Lise yıllarında her genç gibi üniversite hayalleri kurdu. Afyon Kocatepe Üniversitesi’nde eğitim gördü. Her genç gibi askere gitti. Sonrasında üniformaya alıştı tabi, uzman çavuş oldu. Kayseri’de görev yapmaya başladı. Geçici görevle Hatay’da sınır birliklerinde görev yaptı. Gün geldi terör yuvalarının toplandığı Afrin’de hainlerin karşısına çıktı, silah arkadaşları ile birlikte. Yiğitçe çarpıştı.2 YPG’li teröristi etkisiz hale getirdi. Sonra bir terörist onu sırtından vurdu. Kahraman Uzman Çavuş Ali, işte orada Şehit Ali oldu. O muhteşem makama ve rütbeye ulaştı.
Şehit Ali, evliydi. Bir yılını doldurmamış evliliğinde bebek bekliyordu. Eşinin doğum yapmasına Bir buçuk ay vardı. Şehit Ali, evladını görmeden her şehit gibi Türk Bayrağı’na kanından kan kanttı.
Geçtiğimiz Pazar günü helikopterle Mut ilçesine getirilen şehit Ali’nin cenazesi, Cumhuriyet Mahallesi’ndeki baba evinde helallik alınmasının ardından törenin yapılacağı Şehit Eyüp Kahraman Camisi’ne götürüldü. Millet,Şehit Ali’nin arkasında saf tuttu. Mezarlığa defnedilirken yine Millet, ‘Ali’nin şehit düştüğü bu topraklarda bir ölür, bin diriliriz’ diye bağırdı.
Tüm şehitlerimize Allah’tan (cc) rahmet, gazilerimize de şifalar diliyorum. Her insan ölecek yaştadır ve her an ölüm kapıdadır. Tabi ki, her can da ölümü tadacaktır. Ne mutlu, yaratanın ‘Şehitlik’ mertebesine ulaşabilenlere.
Selam ve dua ile…