Seçmenine sırtını dönen parti: HDP

Abone Ol

Kürtler dindar, Sünni Müslümanlardır.

İslâm’ın meşrulaştırıcı gücünden faydalanarak siyaset sahnesine çıkan HDP’li siyasetçiler kendilerini sol, seküler çizgide tanımlamaktadır.

Peki, neden HDP’de siyaset yapanların ezici çoğunluğu ateist, dinin iyileştirici gücüne inanmayan, tamamıyla ‘Batıcı isimlerden’ seçilmektedirler?

Sünni muhafazakârlığın hâkim olduğu coğrafyada bölgesel siyaset yapan HDP’nin İslâm’ı yok sayan, sürekli öteleyen siyaset tarzı ciddi rahatsızlıklar oluşturmaktadır.

HDP, solun klasik ezberine devam ederek İslâm ile arasına sürekli mesafe koyarken, seçim dönemlerinde başvurduğu oy avcılığı onu fazlasıyla muhafazakâr dindar yapmaktadır.

HDP’nin mensup olduğu düşünceye göre İslâm gericilikten öte anlam ifade etmez; ‘din halkın afyonudur’

HDP sol, sosyalist, aynı zamanda etnik milliyetçi siyasi parti vasıflarıyla bütün dinlere eşit mesafeli, saygılı olduğunu iddia etse dahi İslâm’a özel kin, nitelikli nefret beslemektedir.

HDP’nin laikliğe bakışıyla Kemalizm’in laikliğe bakışının ortaklığı, Aysel Tuğluk’un 2016 yılında sarf ettiği sözlerde kendini gösteriyor;

“İslam, Orta Doğu'daki etkin inanç, bunu kimse göz ardı edemez. Bölgede tarikatlar, radikal dinci gruplar oluşmamışsa, PKK ve Öcalan sayesindedir. PKK laikliğin güvencesidir”

Hedef, İslâm’ı sosyal alanın, toplumun, hususiyetle devletin dışına atabilmek…

HDP’nin farklı dini, etnik, ideolojik grupları şemsiyesi altında toparlama çabasıyla PKK’nın dağa eleman toplama yöntemi paralellik arz etmektedir; sözde Ermeni soykırımıyla yüzleşme söyleminin, Alevilerin, Ezidilerin, Süryanilerin haklarından bahsetmenin sebebi şemsiyenin renklerini çoğaltarak, silahlı veyahut silahsız mücadeleyi bütün coğrafyaya yayabilmek.

HDP’nin, AK Parti’ye Başörtüsüne Yönelik Anayasa Değişikliği Teklifi hakkında görüşme randevusu vermemesi bölgesinde oy istediği kadın seçmenin ekseriyetinin başörtülü olması bakımından izahı mümkün olmayan çelişkidir.

2015 seçim bildirgesinde İmam Hatiplere bakışı şöyle ifade ediliyor;

 “… Türkiye’de din eğitimini ve İmam Hatip Okullarına gidişi kolaylaştıran 4+4+4 uygulaması, özgürlükçü laiklik ilkesini ortadan kaldırmaktadır; bundan dolayı bu uygulamaya son verilmelidir”

HDP’nin İstanbul Sözleşmesine yaklaşımı CHP’den, İYİ Parti’den farklı değildir.

Tüzüğünde LGBT’lilere özgürlük alanı açmakla övünen partidir;

“… LGBT (lezbiyen, gey, biseksüel, trans) bireylerin, göçmenlerin, yaşam alanları tahrip edilenlerin; aydın, yazar, sanatçı ve bilim insanları ile bütün bu kesimlerle birlikte mücadele yürüten güçlerin her türden baskı, sömürü ve ayrımcılığı ortadan kaldırmak ve insan onuruna yaraşır yaşam kurmak üzere bir araya geldiği, demokratik halk iktidarını hedefleyen siyasi partidir”

Kürtlerin büyük çoğunluğu barışın müzakere masasına geri dönülmesiyle mümkün olacağını ifade ederken, HDP her fırsatta sırtını PKK türevi örgütlere dayadığını söyleyerek seçmenine tehditler savurmaktadır.

HDP’nin Sosyalist BAAS Partisiyle CHP’ye benzer başka yanı, Kürtlerin dertleriyle dertlenmek, bölgedeki kalkınma hamlelerine destek vermek yerine, gerekirse zor, şiddet kullanarak; laik, seküler ulus (devlet) inşa projesindeki ısrarıyla seçmenine yabancılaşan parti olmasıdır.