Değerli Dostlar, Seçime sayılır günler kaldı. Ramazanın güzelliği, yaza geçiş ve hava sıcaklıklarının artması ile sokaklarda çok fazla seçim havası yok. Diğer seçimlere göre; daha sakin bir seçim süreci geçiriyoruz.
Bende seçim arefesinde farklı kişilerle konuşma fırsatı ediniyorum. İstişare edip seçimin ne getirip ne götüreceği üzerine sohbetler ediyoruz.
Bir grup Muharrem İnce ile gelen bir rüzgârın varlığından bahsederken, diğer grup Ak Partinin ilk seçimlerde yüzde 51’i çok rahat geçebileceğinden bahsediyor. Garip olan ise; öyle söylenilen gibi kimsenin kafası da karışık değil. Vatandaş sessizce olacakları izliyor. Kim nereye oy vereceği hususunda yüzde 85 net. Bazı ne olduğu belirsiz tipler aralarda çıkıyor. Yapmayacağını konuşan, olduğu gibi gözükmeyen, sandık başında ayrı davranan; kahvede ayrı konuşan tipler. Bunlar kararsız kesim değil, kararlı ancak ilgi çekmeye çalışan sürekli eleştiren dırdırcı tipler. Ondan dolayı bu kişilerin seçim konuşmalarına çok fazla takılmadan kalan kısa günleri seyredip görelim.
TV reklamlarında sürekli vaatler, farkındalık oluşturmalar, asıl kararsız kesimi etkileme mücadeleleri tam gaz devam ediyor. Borsa 95 bin seviyelerini gösterse de hisse senetlerinde yüzde 30-40 arası ciddi bir düşüş var. Her şey seçime kilitlenmiş durumda. Ev alacak olanda, inşaat yapacak olanda seçim diyor ; başka bir şey demiyor.
Ekonomi seçime göbekten bağlı durumda… Sanayici sıkıntı içerisinde, üretici tam kapasite üretemiyor, inşaatçı elinde daireleri satamamış, gerginlik ciddi seviyelerde.
Bu durumda seçimlerin ikinci tura kalmasının eksilerinin farkında olmayan ciddi bir kesim var. Bana ne kardeşim, ne hali varsa görsünler diyebilen bencil, sorumsuz ve ben merkezli yaşayan sayısız tipler aramızda dolaşıyor. Oysa seçimlerin ikinci tura kalması demek; 95 Bin seviyelerinde olan borsanın 80 binlere kadar sarkması demek. Dolar, Euro’nun dengesiz çıkışları demek. Petrol fiyatlarından yaşanacak yükselmeler demek. İhracatta bozulmalar demek. Zaten durmuş inşaat sektörünün iyice dip seviyelerini görmesi demektir.
Şimdi hal bu hal iken seçimlerin ikinci tura kalmasından ülkenin kesinlikle zarar göreceğini “ görmemek” mümkün değil.
Peki, seçimler birinci turda tamamlanması ile ikinci turda tamamlanması arasındaki fark ne olacak?
Bence hiçbir farkı olmayacaktır. Seçimi kazanacak partinin ilk turda kazanması önemli.
Nihayetinde seçimleri ikinci tura bırakmanın devlete ve millete faturası yine fazla olacak, bu durumdan nemalanmak isteyenlerin ekmeğine yağ sürecektir. Bundan dolayı kim kazanacaksa ilk seçimde kazanmasından yanayım. Önünü göremeyen ülke durumundan bir an önce çıkmamız gerekiyor.
Yaralıyız, kan kaybediyoruz. Lütfen iyi düşünüp ona göre oyumuzu verelim.