AK Parti Tanıtım ve Medya Başkanlığı, partideki istifalarla ilgili bir analiz ortaya koydu. Tüm parti teşkilatlarına da iletilen analize göre; 509 ilçe kongresi yapıldı. İlçelerde değişim oranı yarıya yakın. 22 il başkanı istifa etti ve yerlerine atama yapıldı. Yeni ilçe ve il kongreleri birlikte yürüyecek. Kasım ayı son haftasında il kongrelerine başlanacak ve Mart’ta bitecek. Büyük kongre için olağan tarih 12 Eylül. Kimse bulunduğu pozisyonların sahibi değil. Buraların sahibi millettir. Milletin değişim/yenilenme taleplerine kulak tıkanamaz. Dünyanın en hızlı koşucusu da olsanız, bayrak yarışında belli bir süre koşar, sonra bayrağı devredersiniz.
İstifa süreci
İstifa süreci ile ilgili de parti teşkilatlarının seçmene anlatacakları argümanlar şöyle anlatıldı:
AK Parti bir dava partisidir. Dava Partisi olmak istişare ile hareket etmeyi gerektirir. MKYK üyeleri, milletvekilleri, il başkanları, belediye başkanları, hâsılı bu ülkeye hizmet etme yolunda kendisini bir nefer olarak gören her bir arkadaşımız istişare ile hareket eder ve istişarenin de sonuçlarına riayet eder.
AK Parti’de kişiler makam ve statüleriyle değil, görev ve sorumluluklarıyla kendilerini tanımlarlar. Her seçimi kazanmış olunmasına rağmen, şımarıklıkla hareket etmiyor, halkın talepleri doğrultusunda en başta kendi içimizdeki değişimi ve dönüşümü gerçekleştiriyoruz.
Normalde şu tabloda bu değişim ve dönüşüm talebinin kendi içine dönük olarak CHP’den gelmesi beklenirdi. Üst üste seçim kaybeden, milletle siyaset yapma pratiği zayıf olan ve nitelikli kadro zafiyeti yaşayan bir parti olarak bu talebin CHP’den değil de hala bizden geliyor olması ana muhalefet partisi için çok acı.
2014 yerel seçimlerinde Ankara’daki sonuca gölge düşürmek isteyenler şimdi seçimle gelen seçimle gitmeli diyor. Çünkü bunlar için tutarlı politika yok, günlük ve değişken politika var. Nasıl hükümette değişiklikler yapıldıysa, nasıl şuan teşkilatlarda ciddi bir değişim ve dönüşüm söz konusuysa belediyelerde de şuan böyle bir durum söz konusu. Diğer alanlardaki değişim ve dönüşüm kararı nasıl istişare ve parti kurullarınca alınmışsa bu da öyle alındı.
İktidar partisi olarak bizler 15 yıldır iktidar olmanın verdiği sorumlulukla İktidar olabilmenin barajı artık %50+1’dir. Biz bunu göz önünde bulundurarak şimdiden kararlı bir şekilde hazırlanıyoruz. Demokrasilerin asli unsurları sandık ve seçimlerdir. Seçimsiz bir demokrasi ve atanmışların seçilmişler üzerindeki vesayeti asla kabul edilemez. Ancak iki seçim arası dönemde de demokratik denetim araçlarının ve mecralarının olması gerekir. Hukuki ve Siyasi-Sosyolojik denetim, iki seçim arası dönemdeki temel denetim mecralarıdır. Hukuk alanında idari ve yargısal denetim mekanizmaları söz konusudur, denetim mercii İçişleri Bakanlığı’dır. Belediye başkanlarının üyesi olduğu siyasi partiler ise üyelik hukuku çerçevesinde işin siyasi ve sosyolojik denetim mekanizmalarıdır. Seçmen bir siyasi parti adayını belediye başkanı veya milletvekili seçtiğinde o partiye de bir görev yüklemektedir. Bu görev kapsamında siyasi partilerin seçilmiş bir kişiye çekilme çağrısı yapması siyasi ve sosyolojik denetimin gereğidir ve yüksek demokratik meşruiyete sahiptir. Ancak siyasi partiler bu siyasi ve sosyolojik denetimi yaparken yanlış kararlar da alabilir doğru kararlar da. Bunun hesabını takip eden seçimde halka verir. Siyasi riskin olduğu yerde keyfilikten bahsedilemez. Bu noktada AK Parti’nin Genel Başkanı yetkili kurullarla istişaresini yaparak seçilmiş bazı belediye başkanlarına çekilme çağrısı yapması demokratik meşruiyete tamamen uygundur.
AK Parti önce değişimi sağlayacak ve sonra seçime gidecek. Tüm bu çalışmalardan anlaşılan da budur. Bu nedenle erken seçim söylemleri de boş laftan ibarettir.
Selam ve dua ile…