Bosna’da sonbahar mevsimi olmasına rağmen her yer yem yeşil bitki örtüsüyle kaplı. Bu örtünün arasından mimarimizin güzide eserleri göz kamaştırıyor. Çeşmeler, camiler, kaleler, medreseler sizi oraya çeken değerler olarak dimdik ayakta duruyor.
Bosna sonbaharın ilk günleri seçime hazırlanıyor. Sokaklarda seçim havası yok sadece ilanlarda boy boy aday fotoğrafları yeni seçimin yaklaştığını işaret ediyor. Saraybosnalı Nihat Bey seçim sonuçlarından çok umutlu görünmüyor. Binlerce gencin işsizlik nedeniyle ülkeyi terk ettiğini, çalışabilecek nüfusun büyük çoğunluğunun işsiz olduğunu ifade ediyor. Tito döneminde var olan fabrikaların birer birer kapandığını ve üretime, sanayiye hiç önem verilmediğini anlatıyor. Türklerin buraya daha çok gelmelerini ve yatırım yapmalarını istiyor.
Nihat Bey ülkesini seven bir vatansever olarak meselelerin farkında. Gençlerin büyük çoğunluğunun gidişatın farkında olmadığını olaylara sadece ekonomik baktıklarını vurguluyor. “Onlar sadece kendi rahatlarına bakıyorlar.” Balkanların güzel ülkesi Bosna-Hersek bizim tarihimiz açısından bölgenin yüzük taşı konumunda. Osmanlı ne yaptı diyenlerin Bosna’yı görmelerini öneririm.
90’lı yıllarda Sırplar Boşnaklara saldırırken “Türkler gelip sizi kurtarsınlar” diye söylemlerde bulunarak yaklaşık 250 bin kişiyi katlettiler. Acılar hala taze… Herkesin bir hikâyesi var katliama dair… Birisini Nihat Bey anlattı: Bir akrabası işgal edilen köyde 6 ay boyunca Sırp zalimlerinin tecavüzüne uğruyor. Bu tecavüzlerden bir çocuk dünyaya geliyor ve kadın çocuğu istemiyor. Sonra bir İngiliz aile çocuğu İngiltere’ye götürüyor. Yıllar sonra bir üniversite örgencisi olarak gelip annesini buluyor… Anne travmalar geçirmiş bir hasta…” Yeri yurdu yok” diyor Nihat Bey… “Kendi evim yok ama önce ona bir yapmak istedim fakat gücüm yetmedi. Buna benzer çok hikâye var bu topraklarda ama artık gençler yavaş yavaş bunları unutuyor.”
Bosnalılar “Aman bizi bırakmayın, gelin” diyorlar. Turist olarak çok sayıda vatandaşımızı Saraybosna’da, Mostar’da görmek mümkün. Bosna’yı görme kültürü oluşmuş, bu sevindirici bir durum. Ancak ekonomi de aynı şeyi söylemek zor. Türkiye Bosna ile iş yapan ülkeler sıralamasında 11. sırada. Gönüllerde, muhabbette birinci sırada olan Türklerin ekonomide 11. sırada olmalarını hazmedemiyorlar. Birkaç büyük firma yatırım yapmış o kadar. Ziraat Bankası 32 şubesiyle bayrağımızı dalgalandıran kuruluşların başında geliyor. Genel Müdür Yusuf Dilaver bu ülkede yapacak işler olduğunu belirterek onun için biraz daha gayrete ihtiyaç var diyor.
Büyükelçimiz, ticaret ataşemiz, TİKA daha çok ne yapılabileceğinin gayretindeler. TİKA’nın 850 projeye imza atması sevindirici… Uluslararası Saraybosna Üniversitesi’ de yüksek eğitimde bayrağı daha yukarı çıkarmanın çabasında. Rektör Prof. Dr. Ahmet Yıldırım bize kampusu gezdirdi. Kampus çok güzel bir mekânda her türlü altyapısı olan bir eğitim yuvası. Öğrenci yurdu, kütüphanesi, laboratuarları ile okumak için ideal bir ortam. Ahmet hoca daha fazla Türk öğrenci bekliyor.
Saraybosna’da İstanbul Ticaret Odası’nın desteği ile 15 firma Helal Gıda Fuarı’na katıldı. 100 civarında firmanın katıldığı fuarda başı Malezyalılar çekiyor. Malezyalılar fuara çok sayıda firma, katılımcı ve bakanlarıyla birlikte gelmişler. Katılımcılar bu tür etkinliklerin artarak devam etmesini istiyorlar.
Herkesin ortak kanaati dost ve kardeşlik söyleminden öte işler yaparak gerçek manada beraberliğimizi pekiştirebiliriz. Tarihe asılı kalmadan, duygusallıktan uzaklaşarak iki kardeş millet olarak beraber yaşamanın yolunun birlikte iş yapmaktan geçtiği hatırlatmakta fayda var.