Sanayi ve koşullar

Abone Ol

Geçtiğimiz günlerde sanayi kuruluşlarımızla ilgili referans aldığımız çok önemli bir araştırmanın sonuçları kamuoyuyla paylaşıldı.

Bu araştırma “Ülkemizin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Araştırması-2022” idi.

Yani 2022 yılındaki faaliyetlerine göre sanayi kuruluşlarımızın birçok yönden değerlendirilmesi sonucunda yapılan bir sıralamayı konu edinen bir araştırma.

Her yıl düzenli olarak yapılmakta ve âdeta sanayimizin ayrıntılı tomografisini çekme özelliği taşımaktadır.

Söz konusu tablonun, genelde üst sıralarda çok büyük bir değişimin olmadığı, kimi zamanlarda listeye yeni şirketlerin girebildiği, kimi zamanlarda da eski şirketlerin kötü performanslar ortaya koymasıyla yerini kaybettiği geleneksel hâle gelmiş bir araştırma olarak görülmesi gerekmektedir.

Araştırma sonucuna şöyle bir göz attığımızda yapamadıklarımızı ve yapmamız gerekenleri çok aşikâr bir şekilde değerlendirebilmekteyiz.

2022 yılında üretimden yapılan satışların yüzde 119 oranında ciddi bir ivmeyle artması, sanayinin iyi bir üretim yaptığını bize anlatmaktadır.

Bunun yanında deprem bölgesinden 66 firmanın listede olması, bu yıl için yani deprem sonrasında aynı şirketlerin ne durumda olduklarını görebilmemiz açısından da bize fikir verecektir.

Yani depremin bölge sanayisini ne denli etkilediğini de bir bakıma rakamlarla görebilmiş olacağız.

Araştırma sonuçlarından bir diğeri de halka açık şirket sayısında önceki yıllara oranla bir artışın olmasıdır.

2022 yılında ilk 500’de yer alan sanayi kuruluşlarımızdan 73 tanesi halka açık durumdadır ki bu oran son derece yüksektir.

2022 yılı, faizlerin ve enflasyonun yükselmeye başladığı bir yıl olması sebebiyle şirketlerin finansman anlamında birtakım zorluklarla karşı karşıya kalmasına vesile olmuştur.

Finansman noktasında yaşanan zorluklar, koşulların bundan sonraki süreçte de daha ağır ve maliyetli olacağıyla ilgili çok önemli bir gösterge konumundadır.

Özellikle tüketici ve üretici enflasyon rakamları arasındaki farkın arttığı bir yıl olan 2022 sonrasında da sanki bu fark biraz daha da açılacak gibi durmaktadır.

Ayrıca kârlılık oranlarında 2022 yılı, 2021 yılına göre çok daha düşük seviyelerde kalmıştır ki kârlılığın azaldığı noktalarda şirketlerin faaliyetlerini devam ettirebilmeleri biraz daha zor bir hâl almaktadır. Bu duruma çok dikkat edilmeli ve şirketler kârlılıklarını arttırıcı yönde hareket etmelidirler.

Yapılan araştırma, sanayicinin esas faaliyetlerine yönlendiğini de göstermektedir ki bu çok ama çok önemli bir noktadır. Yani herkes kendi işine odaklanacak ve kendi işinde en iyi olmayı hedefleyecektir.

Araştırmada ortaya çıkan ve bu yıl şirketlerin büyük sorun yaşayacakları bir diğer konu da finansman giderlerinin 2023 yılında çok yüksek olacağıdır.

2022 yılında faiz oranlarının düşük olması, finansman giderlerinin düşük kalmasına vesile olurken 2023 yılında faizin yükselmesi; finansman giderlerinin çok daha yukarılara çıkacağının bir göstergesidir.

Tüm bunların yanında, şirketlerin aktiflerindeki büyüme rakamlarının borçlanma yerine öz kaynaklardan oluşması da şirket yöneticilerinin finansman giderlerindeki yükselmenin ne kadar farkında olduğuna işaret etmektedir.

Eğer Orta Vadeli Program’da amaçlanan hedefler gerçekleşerek ülkemize dış kaynak akışı ciddi seviyelerde olursa koşullar biraz rahatlayacaktır. Özellikle faizlerin arttığı ve artmaya devam edeceği 2023 yılında, bunun tam tersi bir durumu düşünmek bile insanı çok ama çok ürkütüyor.