Eylül’ün 1’ini 2’sine bağlayan gece 01.00 civarında Şam’da ayrı ayrı 6 noktada patlamalar meydana geldi. İlk patlama 00.45’te kayda geçti; son patlama 01.10’da yaşandı. Mühimmat depoları ve El Mazze Hava Üssü’nde yaşanan bu patlamalar için sırasıyla şöyle açıklamalar yapıldı.
Times of İsrael gazetesi, bu patlamaların İsrail uçaklarının saldırıları sonucunda gerçekleştiğini iddia etti. ABD’li kaynaklar bu patlamaların İsrail ile yapılan bir ortak operasyonla İran’dan yola çıkmış füze ve mühimmatların hedef alındığı bir hava saldırısı olduğunu iddia etti. Saat 02.10’da Rusya TV’leri bir füze saldırısı olduğunu ama S300’ler sayesinde bertaraf edildiğini duyurdu.
Sonra BAAS rejimi haber ajansı SANA, füze saldırısı olmadığını patlamaların elektrik arızası nedeniyle gerçekleştiğini duyurdu. Daha sonra Rus haber kaynakları, füze saldırısı olmadığını ancak patlamaların neden kaynaklandığının tespit edilemediğini duyurdu. Sabah saatlerinde gün aydınlanırken Rus kaynakları ile BAAS rejimi haber ajansı SANA, ağız birliğine vardılar ve patlamanın elektrik arızasıyla meydana geldiğini açıkladı. Biri askeri hava üssü toplam 6 farklı mühimmat deposu havaya uçtu; ama olayların sebebi elektrik arızası! İnanmak isteyen inansın; ama ben inanmadım.
Öte yandan Beşşar Esed’in kardeşi Mahir için, “Saldırılarda Mahir Esed ağır yara aldı” haberi için de temkinli olmakta fayda var. Cumhuriyet Muhafızları Komutanı ve “Suriye Gizli Polisi” diye güya istihbaratçı bir işkenceci çetenin başında olan bu Mahir Esed için senede iki defa öldü, yaralandı haberleri çıkar çünkü… İmkânsız mı, değil elbette; ama kanıt yok.
Bütün bu aptalca telaşın altında yatan ne biliyor musunuz; Putin’in karizmasını korumak. “Hani senin S300’ler vardı, ne oldu onlar; İsrail füzeleri ezdi geçti” denilmesin diye telaşlanıyorlar.
ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi görevine getirilen eski Ankara Büyükelçisi James Jeffrey saldırı olduğu gece İsrail’deydi. Bugün de Türkiye’ye geldi. Bana kalırsa konu ne mühimmatlar ne de İran. Bunlar olsa olsa yan fayda olur. Bence asıl mesele; ABD, Rusya’nın kulağını çekiyor. Anlamadığım şeyse, ABD Rusya’nın kulağını çekiyor ama Türkler’in kulağı sızlıyor. Hayırdır!..