Sahte kutuplaşma ve gençler

Abone Ol

Sosyal ve siyasal alanda ülkemizde insanların kutuplaştığını dile getiren birçok çalışma mevcut. Bu çalışmaların doğruluğunu ise kabul etmemek mümkün değil.

Siyasal, kültürel ve sosyal anlamda yaşanan kutuplaşmalar ise sadece ülkemize ait bir durum değil. En basitinden kutuplaşma çalışmalarının özellikle siyasal kutuplaşmaların akademik anlamda ilk ABD’de ele alındığını düşünürsek hemen hemen her gelişmiş Batı ülkesinde de bu durum kendini bir sorun olarak göstermiyor değil.

Batılı ülkelerin bizim gibi daha az gelişmiş ülkelerden farkı; çözüm üreten yanlarının olduğunu söylemek gerçekçi olacak. Ama hala istenen çözümü kutuplaşma gerçeği üzerinden onlarında bulduğunu söylemek ise çok zor.

Son zamanlarda Türkiye’de yetişkinlerde olan kutuplaşma oranlarının gençler üzerinde o kadarda etkin ve yüksek düzeyde olmadığına dair çalışmalarla karşılaşıyoruz. Zira artık geçmişten geleceğe geçen her zaman diliminde kutuplaşmanın yerini uzlaşmaya bırakmak ve bir arada uyumlu yaşamayı ilke edinmekten başka kısa ve uzun vadede başka bir çözüm de mantıklı durmuyor.

Batı’dan farklı olarak Türkiye gibi ülkelerin kutuplaşma üzerinde ürettiği başka bir gerçeği ise göz ardı etmemek gerekiyor. Sahte kutuplaşma;[1] bireylerin içinde bulunduğu gruplarla diğer gruplar arasında olan farkın gerçeğinden daha fazla olduğunu sanmasıdır.

Özellikle son günlerde kanal İstanbul projesi üzerinden, yapılsın-yapılmasın tartışmasına katılan kesimlerin tam olarak projenin ne getireceğini veya neye zarar vereceğini bilmeden ideolojik açıdan kutuplaşması ve gençleri bu açıdan etkilemesi gelecek adına gençlerin de gerçek kutuplaşma dairesine girme tehlikesine işaret ediyor.

Bu açıdan değerlendirildiğinde sanki hiçbir noktada birleşemeyen grupların varlığına inanmış bir yeni nesil inşa etmenin hatasına düşüyoruz. Geçmişte yaşananlar üzerinden gelecekteki nesillere de kutuplaşma bilincini aşılamanın bir işe yaramadığını anlayan Batılı ülkeler, yeni bir kimlik ve değer üzerinden geleceği farklı bir şekilde inşa etmenin önemini çoktan kavradılar diyebiliriz. Sıra bizde demiyorum, biz ise geç kaldık diyorum.

[1] Erdoğan, E., Semerci, P. U. (2018). Fanusta Diyaloglar, Türkiye’de Kutuplaşmanın Boyutları. İstanbul Bilgi Üniversitesi yayınları. İstanbul, s. 16-17.