İnsan bazen nimetin kıymetini bilmez. O kadar içindedir ve o kadar gözünün önündedir ki öncesini, yok olduğu zamanı hiç bilmediğinden varlığının da kıymetini bilmez, bilemez. Bunu farkında olmadan yapanlar da vardır ama bir de bile isteye nankörlük edenler, düşmanlık edenler ve hatta ihanet edenler vardır.
…
Bunları yazmamın bir sebebi var.
Geçtiğimiz hafta birkaç günümü eşimin bir rahatsızlığı sebebiyle Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nde geçirmek durumunda kaldım. Evvela şunu söyleyeyim ki Allah devletimizden razı olsun. Allah kimseyi düşürmesin; ama muazzam bir yapı ve büyük bir hizmet. Eski devlet hastanelerinin kara kasvetli halinin dışında temelinden çatısına, otoparkından merdivenine kadar modern ve tertemiz bir hastane. İnsanların dertlerine derman, hastalıklarına şifa olmak için hiçbir eksiği olmayan, içinde kendinizi kaybedeceğiniz kadar büyük ve güzel bir yer.
Ama bir problemi var ve bunu söylemek zorundayım. Dediğim gibi geçtiğimiz hafta birkaç günümü hastanede geçirdim. D Blok 8. Kat hanımlara özel bir bölüm olduğu için (bence çok doğru bir şekilde), buraya erkeklerin çıkması kısıtlı ve güvenliklerin tarassudu altında. Ben de bazı prosedürler gereği ve doktorların çağırmasıyla bu kata birkaç kez imza vs. gibi işler için çıktım. Orada bir bekleme salonunda hasta yakınlarını bu ve benzeri elzem prosedür işleri için bekletiyorlar. İlk gün bu katta yaklaşık iki saate yakın bekledim. Ve şunu gördüm içeride olan doktorlar (işlerini düzgün yapanları ve insani melekelerini yitirmemiş olanları tenzih ederim) hem hastaları hem de hasta yakınlarını insan yerine dahi koymuyorlar. Azarlama, aşağılama almış başını gidiyor. Ne konuşacak birini ne de insan gibi cevap verecek birini bulabiliyorsunuz. Yüzünüze dahi bakmıyorlar.
Birkaç gün sonra şükür, hanım hastaneden çıktı. Ama hem onun hem de yanında refakatçi kalan annemin anlattıkları açıkçası hem çok canımı sıktı hem de böyle muazzam bir hizmetin bu denli ahmakça heba ediliyor olmasına çok üzüldüm. Orada yatan biçare ve mecbur; hatta mazlum insanlara hakaret etmeler, terslemeler, cevap vermemeler daha bilmem neler… Her neyse…
Birkaç gün sonra genetik bir araştırma için almaları gereken numuneyi onlardan alıp da genetik birimine götürmek üzere tekrar hastanenin aynı katına gittim. Yine aynı şekilde kimse cevap vermedi. Bekleme salonunda bir saat sadece cevap vermelerini bekledim. En sonunda ben gidip sorunca numune burada yok dediler. Ellerindeki raporda orada tutulması ve patolojiden önce mutlaka genetik birimine gitmesi yazdığını söyledim. Genetiğe sormamı istediler. Sabır dedim ve gittim. Hastane büyük ve dedikleri iki birim arasında gitmek 20, gelmek 20 dakika. Genetik kendilerinde olmadığını söyledi tekrar gittim. Yine cevap vermediler ve bekletildim. Doktorun kim olduğunu sordum, ne yapacağımı sordum, durumun ne olduğunu sordum tek bir cevap verecek insan bulamadım. Cam kapının ardında oturduklarını görüyorum ama çıkıp da insan yerine koyup bir cevap veren olmadı.
Doktoru hasta kayıta sordum. Olabileceği yeri söylediler. Gittim ve buldum gerçekten. Orada ismini bilmediğim çok nazik ve kibar bir hemşire hanım sadece eşimin adını soyadını söylediğim zaman bilgisayarından kayıtlara bakıp numunenin D Blok’ta yani bana burada yok diyen ve sonrasında tek cevap vermeyenlerin olduğu yerde olduğunu söyleyip oradaki bir hemşireyi arayıp da durumu teyit etti. Tekrar gittim. Aynı doktorlar yine beklettiler beni ve yine cevap vermediler. Bu kez cam kapıya defalarca vurdum ve yanlarına gittim. “Bakın kardeşim” dedim bu “mesele önemli bana burada yok diyorsunuz, insan yerine koyup yanınızdaki hemşireye sormuyorsunuz alakasız biri burada olduğunu öğreniyor ama şimdi bile aynı tavra devam ediyorsunuz. Neredeyse arayın öğrenin hemşireden bana verin” deyince “bilmiyorum” ben deyip ben konuşurken çekip gitti “Kardeş telefonla diğer odadaki hemşireye soracaksın? Neyi bilmiyorsun?” diye birkaç kez ısrar edince aradı ve nihayetinde buldular.
Ama numuneyi vermeleri için de bir saatten fazla bekledim. Sabrettim, ses etmedim. Beklerken bir şey fark ettim. Yanımda iki güvenlik duruyordu. Bu kadar terbiyesizliği ve bu kadar kendine emanet edilene nankörlük ve ihaneti yapan doktor benim için güvenlik çağırmış. “Kim beni şikâyet ettiyse gelsin buraya, ben ne yapmışım ki güvenlik çağırıyor?” dedim gelen olmadı.
…
Neyse yeteri kadar uzattım zaten, bitireceğim. Bu söylediğim olay Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nde D Blok 8. Kat’ta oldu. O doktorlar kimdir bilmem. Ama şunu biliyorum ki ya bunlar gerçekten terbiyeden ve nezaketten yoksun ya da bile isteye devletin hizmetlerini karalamaya çalışan bir zihniyetin temsilcileri. Her iki durumda da bunlara hesap sormak gerektiğine inanıyorum ve Sağlık Bakanımıza soruyorum; “Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nde neler oluyor?”