Ukrayna’yı işgal planında şu ana kadar hedeflerine ulaşamayan ve batağa saplanarak sürekli kan kaybeden Rusya, Çeçenistan ve Kuzey Kore’den sonra Yemen’den de paralı asker topluyor.
İngiliz Financial Times gazetesi, Husilerin desteklediği bir güvenlik şirketinin Yemenlileri Ukrayna’da cepheye sürülmek üzere Rusya’ya götürdüğünü yazdı.
Rus ordusu saflarında savaşmayı kabul eden Yemenliler önce Umman’a, oradan da uçakla Moskova’ya taşınıyorlar.
Putin Ukrayna’da savaşacak Yemenlilere paranın yanında Rus vatandaşlığı da vadediyor.
Rusya ve Husiler arasındaki irtibatın İran tarafından kurulduğunu tahmin etmek güç değil.
Husilerle ilişkileri geliştirme dosyasından “Direniş Ekseni” bileşenleriyle görüşmeler gerçekleştiren Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Mikhail Bogdanov sorumlu.
Moskova’da Sovyetler Birliği döneminin Yemen uzmanlarının da göreve çağrıldığı söyleniyor.
Yemen’e uzun süre ilgisiz kalan ve tarafsızlık pozisyonunu koruyan Rusya’nın bu iş birliğiyle elde etmek istediği birkaç şey var.
Birincisi, Ukrayna’da Rus ordusu saflarında savaşacak asker temin etmek.
İkincisi, stratejik konuma sahip Yemen’de, Kızıldeniz’de ve Babu’l Mendeb Boğazı’nda nüfuzunu artırmak.
Böylece Rusya gerek ABD’yle pazarlıklarında olsun gerekse Suudi Arabistan’ın üretimi artırarak petrol fiyatlarını düşürmesini engelleme konusunda olsun yeni bir karta daha sahip olacak.
Üçüncüsü, Ukrayna’da Batı Bloku’yla yaşadığı gerilimde bir müttefik daha kazanmak.
Dördüncüsü, Husilere silah ve teknoloji satmak.
Husiler ise bu alışveriş sayesinde Rusya gibi güçlü bir müttefik kazanmak ve Moskova’dan silah almak istiyor; Putin’in göndereceği uzmanların danışmanlığında askerî kabiliyetlerini artırmayı hedefliyor.
Rusya’nın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) veto hakkına sahip daimî üyelerden olduğu ve Husiler aleyhine çıkabilecek kararları engelleme gücünün bulunduğu unutulmamalı.
Ancak bu ilişkide her iki taraf için de riskler ve ulaşmak istedikleri hedeflerin önünde birtakım engeller söz konusu.
Rusya’nın tarafsızlığı terk edip daha proaktif bir politika benimseyerek Husilere destek vermesi, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) gibi Körfez ülkeleriyle ilişkileri zedeleyebilir.
Moskova, Husilere silah satabilir ancak hâlihazırda Ukrayna’da kendisinin silaha ve mühimmata ihtiyacı var.
Taraflar arasındaki ilişkiye her ne kadar Tahran ara buluculuk etmiş olsa da Rusya’nın Yemen’de nüfuzunun artması ileride İran’ı rahatsız edebilir.
Putin’in Suriye’de Beşşar Esed’i İsrail-İran çatışmasında tarafsız kalmaya ikna etmesi göz önüne alınınca Yemen’de ikinci plana atılma ihtimali Tahran’ın hoşuna gitmeyecektir.
Husiler her ne kadar “Amerika’ya ölüm” sloganları atsalar da varlıkları ABD’nin çıkarlarına hizmet ettiği için bugüne kadar Washington tarafından korundular.
Yemen ordusunun Husilerin kontrolündeki Hudeyde’ye girmesine ABD engel olmuştu.
Birleşmiş Milletler (BM) tarafından Yemen’e gönderilen özel temsilciler de hep Husilerin çıkarlarını gözettiler.
İran’ın dahi Rusya’ya balistik füze verdiği iddialarını Batı’nın tepkisinden korktuğu için reddettiği bir dönemde, Moskova’yla yakınlaşması ve Ukrayna’ya asker göndermesi ABD ve Avrupa’nın öfkesini Husilerin üzerine çekebilir.